İsa'dan sonraki peygamber...

İsa'dan sonraki peygamber...

Joh 8:31 ... Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak"...

hz muhammed 1

Not: Makalede kullanılan mavi yazılar Kitabı Mukaddes'ten yeşil renkli olanlar ise Kuran-ı Kerim'den alıntılardır.



   Bu makalemizde '' Kitabı Mukaddes'te İsa'dan sonra bir peygamber geleceği ile ilgili herhangi bir bildiri var mıdır?'' sorusuna cevap aramaya çalıştık. Sonuç tahminlerimizin ötesinde bizi şaşırtmıştır.

   Bu makaleyle bir çok müslümanında Kitabı Mukaddes'e ve Hıristiyanlığa bakış açısının değişeceğine eminim. Kitabı Mukaddes ile günümüz Hıristiyanlığının birbiriyle aynı olmadığını görecek, Kutsal Ruh'un, Kitabı Mukaddes'te aslında hangi anlamda kullanıldığınada ulaşacaksınız. Ayrıca bu çalışmanın sonucunda Kuran-ı Kerim'in şu ayetinin doğruluğunu göreceksiniz.

Hadid (27) Sonra onların izleri üzerinde ardarda peygamberlerimizle izledik;

arkasından Meryem oğlu İsa'yı gönderdik, ona İncil'i verdik ve ona uyanların kalplerinde bir şefkat ve merhamet yarattık.
   Bir de rahipliği ki, onu onlar uydurdular,
      Biz onu üzerlerine yazmamıştık; ancak Allah'ın rızasını aramak için yaptılar, sonra da ona hakkıyla riayet etmediler.
         Biz de içlerinden iman etmiş olanlara mükafatlarını verdik, çokları ise yoldan çıkmış fasıklardır.

 

Ayette geçen '' Allah'ın rızasını aramak için yaptılar'' cümlesiyle ifade edilen bu alıntıyı iyi düşünmenizi isterim. 

Kitabı Mukaddes'in Allahı Tealanın emirlerini bozma amaçlı değil '' rızasını aramak'' için yazıldığını ve aslında İslama bir adım uzaklıkta olduklarını anlamaktayız.

Ayetinde belirtildiği gibi '' Allahın rızasını''kazanmak için yazdıklarınada '' hakkıyla riayet'' etmediklerinden dolayı, günümüzdeki inançlarınında kitaplarına uymadığını göstermeyi amaçlamaktayız. Müslüman kardeşlerimize, - Hıristiyan kardeşlerimizi, kabul etmekte zorlandıkları Kur'ana davet etmeye gerek yok, onları ellerindeki kitaba davet edin-diyorum.
Ellerindeki kitabı anladıklarında İslama davetsiz de geleceklerdir,emin olunuz.

Bu nedenden ve inançtan dolayı Hıristiyan kardeşlerimizi bu makale ile ellerindeki kitaba davet ediyorum.

Bu makale, aynı zamanda Hıristiyanların ellerindeki kitabı yanlış anladıkları fikri üzerine yazılmış Hıristiyanlara HODRİ MEYDANbir açıklamadır.

Makalemizdeki tesbitlere itirazı olan Hıristiyan kardeşlerimiz delillerini bilimsel olarak ortaya koysunlar. '' ölüm tehditleri gerekmez onları yeteri derecede almaktayım. Çocuklaşmanın anlamı yok'' 

peygamber
isim, din b. (***) Farsça pey¦¥m-ber 
İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimse, yalvaç, elçi, resul, nebi. kaynak:
http://www.tdk.org.tr/

TDK'ye göre peygamber kelimesinden anlamamız gereken budur. Kısaca peygamber insanlara Tanrının buyruklarını bildirip, onları dine çağıran bir resuldur diyebiliriz. Bu aşamada Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Kitabı Mukaddes'in Tesniye diye adlandırılan bölüme baktığımızda orada Musa'nın kendinden sonra gelecek bir peygamberi müjdeleyen bir bildirisi bulunduğunu görmekteyiz.

Deu 18:15 Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin. 
Y@hovah 'elohiym quwm nabiy' qereb 'ach shama`

Deu 18:18 'Onlara kardeşleri arasından senin gibi bir peygamber çıkaracağım. Sözlerimi onun ağzından işiteceksiniz. Kendisine buyurduklarımın tümünü onlara bildirecek. 
quwm nabiy' qereb 'ach nathan dabar peh dabar tsavah


Kitabı Mukaddes'ten bu alıntılar herkesin üzerinde hemfikir olduğu, gelecek olan bir peygamberle ilgili belirtilerdir. Bu alıntılarda bahsedilen gelecek olan peygamberin, Müslümanlar,Hz.Muhammed , Hıristiyanlar ise İsa olduğuna inanmaktadırlar. Hıristiyanlar tezlerini sağlamlaştırmak için yine kendi kitaplarından Mat 21:11, Yuhanna 1:45; 6:14; 12:49-50, Elçilerin İşleri 3:19-23'de geçen alıntılarla bunu isbat etmeye çalışmaktadırlar ve ortaya konan bu alıntılarda da belirttiği gibi İsa'nın bir peygamber olduğu hatta insanlarında O'nu bir peygamber olarak gördüğü doğrudur. Fakat problem Hıristiyanların günümüz inancında yatmaktadır.Bu inanca göre İsa'nın Tanrının oğlu olduğu, hatta katoliklerce Tanrının kendisi olduğu üzerine olan inançlarından kaynaklanmaktadır.

Bizce Musa'nın bildirisi dikkatle incelenmeli ve bahsi geçen peygamber hakkında ipuçları ortaya çıkarmalıyız. Deu 18'de Musa İsrailoğullarına konuşmaktadır ve onlara kardeşleri arasından bir peygamber çıkacaktır demektedir. Burada dikkat etmemiz gereken Musa '' aranızdan '' bir peygamber çıkacak dememektedir, kullandığı kelime '' kardeşleriniz arasından'' bir peygamber çıkacağının belirtilmesidir. İbranice söylediği şudur:

Deu 18:15 Y@hovah 'elohiym quwm nabiy' qereb 'ach shama


burada önemli gördüğümüz kelimeler '' qerebve 'ach'' 'dir. KJV İngilizce çeviriye göre qereb {keh'-reb}'in bu yazmalarda 227 kere kullanılmış olduğu belirtilmektedir ve İngilizce çeviri İbranice bu kelimeye verdiği anlamlar '' among 76, midst 73, within 24, inwards 22, in 6, misc 26; 227'' olarak karşımızdadır. Genel anlamıylada Türkçe çevirisinde belirttiği gibi '' aranızdan'' anlamına gelen bir kelimedir. 

Diğer kelime olan '' 'ach {awkh} '''ın İngilizce çeviri KJV tarafından 629 kere kullanıldığı belirtilmiş ve bu kelimeye verilmiş olan İngilizce anlamlar ise '' brethren 332, brother 269, another 23, brotherly 1, kindred 1, like 1, another 1, other 1; 629 ''olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu aşamada KJV İngilizce çevirinin bu kelimeye vermiş olduğu kısa açıklamayada bakalım,


Outline of Biblical Usage
1) brother
   a) brother of same parents 
   b) half-brother (same father) 
   c) relative, kinship, same tribe 
   d) each to the other (reciprocal relationship) 
   e) (fig.) of resemblance


   Biz KJV İngilizce çevirinin'' 'ach {awkh} ''kelimesine vermiş olduğu açıklamadaki şu '' b) half-brother (same father) ''olan anlamı ilginç bulduk. kaynak bakınız, http://www.blueletterbible.org/ KJV'nin vermiş olduğu bu anlam '' yarım '' üvey '' - erkek kardeş ( Baba aynı ) ''olarak karşımıza çıkmaktadır, bizce burasıda önemlidir, Kısaca '' 'ach {awkh} ''kelimesi tercümede geçtiği gibi anne ve babaları aynı kardeşin dışında, babaları aynı'' anneleri farklı '' kardeşleride kapsamaktadır.

Unutmamamız gereken Musa İsrailoğullarına konuşurken, '' aranızdan benim gibi biri çıkacak'' demiş olsa,bu noktadan hareketle bahsedilen peygamberi İsrailoğullarının dışında aramanız imkansız olacak, çünkü Musa bakmanız gereken alanı kısıtlamış olacaktır. Bu aşamada gerekli olabilir düşüncesiyle İsrailoğullarının oluşumuna kısaca bakarsak, İbrahim'in diğer çocuklarının dışında herkesce bilinen Sara'dan olma İshak ve Hacer'den olma İsmail adında oğlu vardır. Sara'dan olan oğlu, İshak daha sonra '' Yar.25: 20 ... Aramlı Lavan'ın kızkardeşi, Paddan-Aramlı Betuel'in kızı Rebeka'yla...'' evlenir ve Rebeka daha sonra ikiz erkek doğurur, ilk doğan Esav, ikinci doğan ise Yakup'tur.

Yar.25: 26 Sonra kardeşi doğdu. Eliyle Esav'ın topuğunu tutuyordu. Bu yüzden İshak ona Yakup*fö* adını verdi. Rebeka doğum yaptığında İshak altmış yaşındaydı.
D Not 25:26 "Yakup": "Topuk tutar" ya da "Hileci" anlamına gelir.

alıntının altındaki dip not Kitabı Mukaddes'ten hıristiyan kardeşlerimize aittir. Günümüz Türkçesiyle '' üçkağıtcı '' anlamınada geldiği belirtilen Yakup ismiyle, ikinci çocuk olarak hayata başlar Yakup. Babalarının mirasından, ağabeyisine düşen mirasın iki kat fazlasını alma hakkını, puntuna getirip bir çorba karşılığında ağabeyinden alır ve ben bu adı hakediyorum gibisinden kendini gösterir. Daha doğumda ağabeyisini topuğundan yakalayan, daha sonra ağabeyinin miras hakkının üstünede yatan Yakup'un elinden kurtuluş yoktur ve birgün kimileri tarafından Tanrının kendisiyle kimilerince Tanrının meleğiyle güreşe tutuşur. Sabaha kadar yenişilemeyen bu güreşin sonunda ise,

Yar.32: 28 Adam, "Artık sana Yakup değil, İsrail*fm* denecek" dedi, "Çünkü Tanrı'yla, insanlarla güreşip yendin."
D Not 32:28 "İsrail": "Tanrı'yla güreşir" anlamına gelir.

Yakup artık "Tanrı'yla güreşir"anlamına gelen İsrail adını alır. Buradaki dipnotta Kitabı Mukaddesten hıristiyan kardeşlerimize aittir, kendileride Yakup'un Tanrıyla güreştiğini kabul etmezlersede bu dipnotu düşmelerine hayret etmekteyi. Eldeki verilere görede, Yakup Tanrının kendisiyle güreşmemiştir, Yar.32: 1 Yakup yoluna devam ederken, Tanrı'nın melekleriyle karşılaştı. güreştiği aslı varsa Tanrının meleklerinden biridir. Ve Yakup'un soyu artık İsarailoğulları diye anılır. Yakup'un dedesi İbrahim'in tek bir oğlu olmamıştır bundan dolayıda İbrahim'in diğer çocuklarından olan soyu kabul edeceğiniz gibi, Yakup ile akraba durumundadır. İnancımız Hacer'den doğan İsmail bu İsrailoğullarına göre'' 'ach {awkh} ''kelimesiyle tanımlanabilir.

 

 


Musa gibi !!!


Hıristiyan kardeşlerimiz tarafından gözardı edilen bir diğer nokta ise Musa '' Deu 18:15 ... benim gibi bir peygamber ...'' derken ne demek istemiştir. Burada Hıristiyan kardeşlerimize sormadan edemiyoruz. Sizce İsa gibi bir insan yeryüzüne gelmiş midir? - Hayır, O'nun örneği yokken, peki nasıl olur da İsa, Musa'nın benim gibi tanımına uyabilir?


Görüldüğü gibi bu bildirinin İsa'ya uyarlanmasında en büyük engel, İsa'nın babasız doğma özelliğidir, her nasıl '' hiç kimse İsa gibi bir yaratılışa sahip değildir' 'demekteysek burada İsa'yı diğer insanlardan en büyük özelliğiyle ayırmaktayız. Kısaca hiçbir kimse ben İsa gibiyim diyemez, buna Musa'da dahildir. Bu anlamdan yola çıktığımızda bir kimseninde İsa'nın Musa gibi birisi olduğu iddiasını kabul etmemiz zor gözükmekte. Ayrıca Musa'nın diğer özelliklerine baktığımızda Tanrı tarafından kendisi verilen yasaları ileten bir elçi olduğunu görmekteyiz. Bu konuda Hıristiyanlar İsa'nın yeni bir antlaşmayla geldiğini, Musa gibi kurtulmamız için sayfalar dolusu yasa kuralları getirmektense, insanlığın günahları için kurban edildiğine inanmaktadırlar ki, bizce İsa'nın Musa gibi biri olmadığı üzerine kendilerinin ortaya koydukları farklılıkların başında gelmektedir. Musa'nın sayfalar dolusu yasalarına karşılık,

Act 16:31 Onlar, "Rab İsa'ya iman et, sen de ev halkın da kurtulursunuz" dediler.

İsa'ya inandığını söyleyenlerin ortaya koyduğu kurtuluş yolu budur. Özetle Musa'ya Tanrı tarafından kitap verildiği yine Hıristiyanlar tarafından kabul edilmektedir.Diğer taraftan Müslümanlar Hz.İsa'ya kitap verildiğini kabul etsede Hıristiyanlar İsa'ya, Musa'ya verildiği gibi bir kitabın verildiğini yani İncil diye bir kitabın verildiğini kabul etmez, İsa'nın kendisini İncil olarak görürler. Yine bu karşılaştırmayı yaptığımızda İsa'nın, Musa gibi kitap verilmediği özelliğini ortaya atan Hıristiyanlarca İsa, Musa gibi biri değildir. 


Musa'yı birçok peygamberden ayıran özelliklerinin başında gelen konumu, kendisine Tanrının yasalarını belirten bir kitap verilmesi ve O'nunda bu kitapla bulunduğu toplumu en üst noktada yönetmesidir. Kısaca Musa, peygamberlik görevinin dışında aynı zamanda yöneticidir. İsa'ya baktığımızda yaşadığı dönemde yönetici konumuna gelmediğini görsekte, bu yöneticiliğinin ikinci gelişinde tamamlanacağı fikrinin ortaya atılmasıyla bu boşluk kapatılmaya çalışılmıştır. Bu yaklaşımda birçok soruyu beraberinde getirmektedir.Evet, İsa birinci gelişinde kendisini Tanrının oğlu hatta bir peygamber olarak bile topluma kabul ettirememiş, yine inanca göre bundan dolayıda çarmıha gerilirken herhangi bir kurtarılma girişimi olmamıştır. Hadi bu olayın böyle olması gerektiği ile ilgili savunmayı biran için kabul edelim. Peki İsa'nın ikinci gelişinde, insanlığa onu kabul veya red etmesi gibi bir olanak verilecek midir?

Mar 8:38 Bu vefasız ve günahkâr kuşağın ortasında, kim benden ve benim sözlerimden utanırsa, İnsanoğlu da, Babası'nın görkemi içinde kutsal meleklerle birlikte geldiğinde o kişiden utanacaktır." (Mar 14:62) İsa, "Benim" dedi. "Ve sizler, İnsanoğlu'nun* Kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini göreceksiniz." (Mar 13:27) İnsanoğlu o zaman meleklerini gönderecek, seçtiklerini yeryüzünün bir ucundan göğün öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacak. (Mat 26:64) İsa, "Söylediğin gibidir" karşılığını verdi. "Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu'nun*, Kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz."
(Mat 24:30) "O zaman İnsanoğlu'nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu'nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.

görüldüğü gibi İsa'nın ikinci gelişi bildiğimiz gelişlere benzemeyecektir. Mar 8:38'e göre '' Babası'nın görkemi içinde kutsal meleklerle birlikte'' Mat 26:64'de göre '' Kudretli Olan'ın sağında oturduğunu ve göğün bulutlarıyla geldiğini'' göreceğiz. 
Kısaca Tanrıyla beraber geleceği belirtilmektedir. Ve İsa'nın ikinci gelişindeki bir diğer önem, Musa gibi inananlar veya inanmayanlarla uğraşmayacak ilk iş olarak kendine inanmayanları ateşe atmak olacaktır.

(Mat 19:28) İsa onlara, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "Her şey yenilendiğinde, İnsanoğlu* görkemli tahtına oturduğunda, siz, evet ardımdan gelen sizler, on iki tahta oturup İsrail'in on iki oymağını yargılayacaksınız. (Mat 13:41) İnsanoğlu meleklerini gönderecek, onlar da insanları günaha düşüren her şeyi, kötülük yapan herkesi O'nun egemenliğinden toplayıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.

pek tabi buradaki anlamdan ortaya çıkan gerçek Hıristiyan kardeşlerimizin İsa'yı beklemeyle, dünya tarihinde şimdiye kadar olmamış bir katliamıda beklemekte olduklarıdır. İsa'nın ikinci gelişinde de Musa gibi kitap verilmiş ve elindeki yasaları insanlara anlatmaya çalışan bir peygamber olmayacağı açıkken, nasıl olabilirde İsa Musa gibi bir peygamber olabilmektedir. İsa ve Musa arasındaki benzersizlikleri uzatmadan kısaca şöyle toparlayabiliriz. Musa kendisine kitap verilmiş bir peygamberdir ve insanların günahları için kurban edilmemiştir.Ayrıca öldükten sonrada vÜcudu yeryüzünde kalmıştır. En önemlisi Musa bir anne ve babadan dünyaya gelmiş, kısaca İsa gibide doğmamıştır.
 

 

 


Yeni ahitte müjdelenen peygamber var mıdır?



Joh 14:16-17
Ben de Baba'dan dileyeceğim. 
   O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. 
      Dünya O'nu kabul edemez.

         Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. 
Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.


Joh 15:26 "Baba'dan size göndereceğim Yardımcı*, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. 
Joh 16:7 Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı* size gelmez. Ama gidersem, O'nu size gönderirim. 
Joh 16:8 O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir:


Yeni ahitten olan bu alıntılar, İsa'nın bize gelecek olan biri ile ilgili söylemiş olduğu bildirilerdir. Araştırmamızın bu bölümü uzunca bir çalışma olacaktır. Başlangıç olarak girmek istemediğim Paraklet ''parakletos'' meselesine kısaca değinmek istiyorum.

 

 

 


parakletos {par-ak'-lay-tos}


KJV İngilizce çeviri parakletos {par-ak'-lay-tos}kelimesinin yeni ahitte beş kere kullanılmış olduğunu belirtmektedir. Hıristiyanlar tarafından ortaya konan şikayetlerden biri: '' Bazı Müslümanların yapmaya çalıştıkları şey, bu kelimenin (PARAKLETOS) sesli harflerini (a-a-e-o), öbür kelimenin (PERİKLYTOS) e-i-y-o gibi harfleriyle değiştirmektedirler '' olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, "periklet" kelimesi"yüce, göksel, meshedilmiş"anlamına gelmekteyken, İncil'de kullanılan asıl sözcükse "teselli edici, avutucu, savunucu"anlamlarına gelmektedir gibisinden bir tartışma sürüp gitmektedir. Bizim kelimelere yeni eklemeler yapma niyetimiz ve ihtiyacımız yok.Biz ortadaki mesaja barındırılan anlamları anlamaya çalışmaktayız.


Bahsi geçen, parakletos {par-ak'-lay-tos}kelimesine bu alıntılarda Jhn 14:16, Jhn 14:26, Jhn 15:26, Jhn 16:7, 1Jo 2:1 'de geçmektedir. 
Öncelikle unutmamamız gereken peygamberler genelde kendilerinden sonra gelecek olan bir peygamberi müjdelerler, genelde müjdelenen kişi "yardımcı, teselli edici, avutucu, savunucu"değildir, kelimeye yüklenen bu yeni anlamla ortaya çıkan soru, '' İsa'nın bildirdiği bu kişi neyi teselli edecek, avutacak vede neyi, nerede savunacaktır?''olmaktadır.


Kitab-ı Mukaddes'te beş kere kullanıldığı kabul edilen parakletos {par-ak'-lay-tos} kelimesinin dördü bahsi geçen, gelecek kişi için kullanılmıştır. Beşincinin ise ilginç vaziyette İsa'nın konumunu belirtirken kullanıldığını görmekteyiz.

1Jo 2:1 Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum. Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur.

Bu alıntıda İsa için kullanılmış olan parakletos {par-ak'-lay-tos} kelimesine verilmiş olan anlamın '' savunucu'' olduğunu görmekteyiz. Nedense diğer dört yerde Jhn 14:16, Jhn 14:26, Jhn 15:26, Jhn 16:7, verilen anlam ise ''Yardımcı'' olarak karşımıza çıkmaktadır.

Görüldüğü gibi 1Jo 2:1'de kullanılmış olduğu anlamıyla parakletos {par-ak'-lay-tos} Tanrının karşısında insanları savunacak olan biridir. Anlaşılan İsa'nın, insanları Tanrının karşısında savunma gibi bir başka görevide vardır ve o seviyedeki peygamberlerden biridir. Bu bakış açısıyla ortaya çıkan anlam, İsa'nın bize gelecek olan kişininde kendisi gibi o konumda olduğunu söylemesidir. Kelimelere olmayan anlamı yüklemenin anlamı yok.
Bu anlamda pek tabi İsa'yı Tanrıyla aramızda tek aracı yapmak isteyenlerin ortaya çıkarmak istemediği bir anlam olacaktır. parakletos {par-ak'-lay-tos} kelimesine diğer yerlerde de aynı anlamı vermek, onlara göre, İsa'ya alternatif çıkarma anlamına gelmektedir ve böylesi bir alternatifde istenmediğinden, kelimeye taraflı yaklaşılmış, ortaya yardımcı gibi komik bir anlam ile çıkılmıştır.


Görüldüğü gibi biz parakletos {par-ak'-lay-tos} kelimesinin arapçada okunuşunun Ahmed anlamına geldiğini savunmanın haricinde, bu kelimeye Hıristiyan kardeşlerimizin verdiği anlam ile bakmaktayız, ve cevaplamaları gereken ise, 1Jo 2:1'de geçen bu kelime İsa'yı belirtirken '' savunucu'' anlamı alabiliyorken, neden diğer yerlerde yardımcı konumuna düşürülmüştür. Şayet İsa gelecek olan kişinin bir ümmetten sorumlu peygamber olacağını söylemişse ki ortada olan anlam odur. Neden bu Hıristiyanları korkutmaktadır veya böylesi bir bildiriden korkmaktamıdırlar sorusunu yaptıkları tercümelerle anlamaya çalışalım ve bahsedilen bu bildirileri önümüze çekelim.

Joh 15:26 "Baba'dan size göndereceğim Yardımcı*, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. 
O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*,

   Gerçeğin Ruhu'nu verecek. 
        Dünya O'nu kabul edemez.

            Çünkü O'nu ne

                görür, ne de tanır. 

                    Siz O'nu tanıyorsunuz.

                        Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 


Joh 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. Joh 16:8 O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir: Joh 16:14 O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek.


Müslüman kardeşlerimizin bu alıntılarda bahsedilenin Hz. Muhammed olduğu üzerine olan savunmalarına Hıristiyan kardeşlerimiz, '' hayır değildir '' cevabını şu ana başlıklarla ortaya koymaktadırlar.

Yuhanna 14 ve 16. bölümlere göre İsa gelecek Parakletos'un bir insan olamayacağını söyler, şöyle ki:

Yuhanna 14:16..."o sonsuza dek sizinle birlikte olacak" (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz).
Yuhanna14:17..."o gerçeğin ruhu olacaktır" (bir insan ruhtan farklıdır).
Yuhanna 14:17..."dünya onu ne görür" (oysa insan görülür).
Yuhanna 14:17..."ve ne de onu tanır" (oysa insan tanınır).
Yuhanna 14:17..."ve o içinizde olacaktır" (bir insan başkasının içinde olamaz).


İsa kendisini işaret ederek Parakletos'un özel bir misyonu olduğunu söyler, şöyle ki:
Yuhanna 14:26..."Babanın benim adımla göndereceği"
Yuhanna 14:26..."size söylediğim tüm şeyleri hatırlatacak"
Yuhanna.16:08..."o günah karşısında tüm dünyanın suçluluğunu gösterecek"
Yuhanna 16:14..."o beni yüceltecek"


İsa Parakletos'un bir ruh olduğunu yineler:
Yuhanna 14:17..."Gerçeğin Ruhu"
Yuhanna 14:26..."Yardımcı (Parakletos) Kutsal Ruh"



bu aşamada geldiğimiz noktanın özetini yaparsak, Musa tarafından bildirilmiş bir peygamber vardır ve yeni ahite baktığımızda ise İsa'nın karmaşaya çevrilmiş bir başka bildirisini görmekteyiz, eski ahitte Musa'nın bize aktarmış olduğu bildiride geçen kişinin insan ve peygamber olacağını anlarken yeni ahitte İsa'nın bu sözleriyle kendimizi tamamen bir anlam karmaşasında hissedebiliriz ki sabredip ortaya konan delilleri okursanız konunun pek de karmaşa olmadığı, fakat karmaşa olarak sunulduğunu göreceksiniz.

 

 



"o sonsuza dek sizinle birlikte olacak"

Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun...



Yapılan Türkçe çeviriye göre İsa'nın bahsettiği yardımcının sonsuza dek bizimle olması gerektiğinin belirtildiğini görmekteyiz. Pek tabi İsa'nın burada bahsettiğinin kutsal Ruh olduğunu savunan Hıristiyan kardeşlerimizin itirazı ise, 
- işte bahsedilen Hz.Muhammed olamaz çünkü Hz.Muhammed bildiğimiz gibi vefat etmiştir. Kısaca bu alıntının belirttiği gibi bizimle sonsuza kadar kalmamıştır. gibi bir yaklaşım olmaktadır. 


Buradaki tercümenin doğruluğunu araştırmadan önce yapılan şikayeti ele almak istiyorum, Hıristiyan görüşün yaptığı savunma (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz) olarak karşımıza çıkmaktadır, öncelikle yapılan Türkçe çevirinin doğru olduğunu kabul ettiğimizde bahsedilen kişinin Hz.Muhammed olmadığınıda kabul etmek gerekmektedir, çünkü O aramızda bizle sonsuza kadar kalmamıştır, fakat Kitabı Mukaddes'e inanan biri '' bir insan sonsuza dek yaşamaz'' gibi bir mantıkla burada bahsedilen bir insan değildir diyemez, çünkü Kitabı Mukaddes bu savunmayı çürütmektedir. Nasıl mı? öncelikle bakmamız gereken karekter Melkisedek'dir.

 


Melkisedek

 

İbraniler 7:1 Bu Melkisedek, Salem kralı ve yüce Tanrı'nın kâhiniydi. Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahim'i karşılamış ve onu kutsamıştı. İbraniler 7:2 İbrahim de ona her şeyin ondalığını verdi. Melkisedek, adının anlamına göre, önce `doğruluk kralı'dır. Sonra da `Salem kralı', yani `esenlik kralı'dır.

Kitabı Mukaddes'in kutsal sayfalarına baktığımızda Melkisedek'in Salem kralı ve Tanrının kahini olduğunu okumaktayız. Bu aşamada ortaya çıkan gerçek, Melkisedek 
a- Kral
b- Tanrının kahini
olarak karşımızdadır. Ne demekte bu yazmalar '' Melkisedek, adının anlamına göre, önce`doğruluk kralı'dır. Sonra da`Salem kralı',yani `esenlik kralı'dır. '' kısaca görüldüğü gibi, Kitabı Mukaddes'e göre bu Salem kralının diğer krallardan ayrı olan bir ünvanıdır. Verilen bu Melkisedek ünvanıyla onun Salem kralı olduğunu, bunun yanında doğru bir insan olduğunu anlamanız gerekmektedir. İşte bu Melkisedek'in nerenin kralı ve nasıl bir kral olduğu üzerine olan bu girişten sonra Kitabı Mukaddes Melkisedek'le İbrahim'in karşılaşmasını anlatmaktadır. Nasıl olmuştur bu karşılaşma, '' Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahim'i karşılamış ve onu kutsamıştı. ... İbrahim de ona her şeyin ondalığını verdi. '' Yani birilerini bozguna uğratan İbrahim'in bu uğraşından dönerken karşısına çıkmış ve sanki buradan geçiş paralıdır gibi, İbrahim'in bu ganimetinden ondalığını alıp Allah razı olsun demiş gibidir. Böylesi bir karekter Melkisedek, yani ibrahim'in ganimetinden ondalık alabilecek seviyede biridir de aynı zamanda. Konumuzla alakasına dönersek, Melkisedek'in özelliği orada bitmemektedir.

Heb 7:1 Bu Melkisedek, Salem Kralı ve yüce Tanrı'nın kâhiniydi*. Kralları bozguna uğratmaktan dönen İbrahim'i karşılamış ve onu kutsamıştı. Heb 7:2 İbrahim de ona her şeyin ondalığını verdi. Melkisedek, adının anlamına göre, önce "Doğruluk Kralı"dır; sonra da "Şalem Kralı", yani "Esenlik Kralı"dır. Heb 7:3Babasız, annesizdir; soyağacı yoktur. Ne günlerinin başlangıcı, ne yaşamının sonu vardır. Tanrı'nın Oğlu gibi sonsuza dek kâhin kalacaktır.

görüldüğü gibi '' Babasız, annesizdir;'' hatta '' Ne günlerinin başlangıcı, ne yaşamının sonu vardır.'' denmektedir. Hay maşallah dememek elde değil.Görüldüğü gibi yanlızca bir Tanrıda olması gereken özelliklerdir bunlar, bu özelliklere görede yaşamaya devam etmesi gereken biridir. Melkisedek karekterinin ortaya çıkardığı bu sorun ''Melkisedek düzeni'' gibi bir açıklamayla kapa-maya çalışılsada bunun pek kolay olmadığını görmekteyiz. Tamam ortada bir düzen vardır diyelim ve bu düzenden dolayı bu kişi sonsuza dek kahin kalacaktır denmektedir de, Peki '' Ne günlerinin başlangıcı, ne yaşamının sonu vardır. '' cümlesine ne gibi bir yorum getirmemiz gerekir? Görüldüğü gibi de, İbrahim'in ganimetinden ondalık almış ve sonsuza kadar da yaşama sahip biridir. '' Eh, bugünlerde nerelerdedir?'' sorusunu sanırım benim cevaplamam gerekmiyor. Kısaca bu örneğe bakan bir hıristiyan (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz) diyemez. Bitti mi dersek, olur mu devam.

 

 


İlyas

2Ki 2:11 Onlar yürüyüp konuşurlarken, ansızın ateşten bir atlı araba göründü, onları birbirinden ayırdı. İlyas kasırgayla göklere alındı.

 

Bu alıntıda biz, Kitabı Mukaddes'in büyük peygamberlerinden birinin ölmeden evvel kendisine tahsis edilen ateşten bir atlı arabayla yukarıya alındığını görmekteyiz. Tartışmaya meraklı olduklarını bildiğim Hıristiyan kardeşlerim '' - tamamda o yukarıda ölmüştür ''diyeceklerdir. Bende tartışmaya düşkün olmadığım için, peki bir diğer örneğe ne diyeceksiniz demekteyim,

 

 


Hanok

Heb 11:5 İman sayesinde Hanok ölümü tatmamak üzere yukarı alındı. Kimse onu bulamadı, çünkü Tanrı onu yukarı almıştı. Yukarı alınmadan önce Tanrı'yı hoşnut eden biri olduğuna tanıklık edildi.

Evet bu alıntı sanırım Kitabı Mukaddes'e inanan bir hıristiyan için (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz) diyemeyeceği bir alıntı olmaktadır. İşte'' Hanok'ta yukarıda ölmüştür ''falanda diyemeyiz çünkü, '' Hanok ölümü tatmamak üzere yukarı alındı.'' 


Bu alıntı örnekleri, 
Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.

burada yapılan çeviriyi doğru kabul edip, ortaya çıkan itiraz olarak (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz) cümlesine binaen, bundan dolayı '' İsa'nın bahsettiği bir insan değil ancak Ruh'tur'' diyebilecek olanlara cevaben eklenmiştir. Görüldüğü gibi İsa Hanok gibi ölümü tatmayacak ve de dünyada sonsuza kadar kalabilecek bir insanıda müjdelemiş olabilir. Fakat bence asıl bakmamız gereken nokta çevirinin doğru yapılıp yapılmadığıdır. İşte bu noktada bakmamız gereken kaynak orjinali kabul edilen Grekçe yazmalar olacaktır. '' Ne demektedir Grekçesinde'' dersek karşımıza bir çoğumuza fransızca gelebilecek şu alıntı çıkmaktadır.

'' Grekçesi '' Joh 14:16 ego erotao pater kai didomi humin allos parakletos hina meno meta humon eis aion
'' İngilizce çevirisi, KJV '' Jhn 14:16 And 2532 I 1473 will pray 2065 the Father 3962, and 2532 he shall give 1325 you 5213 another 243 Comforter 3875, that 2443 he may abide 3306 with 3326 you 5216 for 1519 ever 165;

Bu alıntılara baktığımızda ise sonsuzluk kelimesinin '' aion ''kelimesinden çevrildiğini görmekteyiz. 
KJV İngilizce çeviri aion {ahee-ohn'}kelimesinin yeni ahitte 128 kere kullanılmış olduğunu belirtmekte ve buna vermiş oldukları İngilizce anlamları şöyle ortaya koymaktadır.

 

ever 71, 
world 38,
never + 3364 + 1519 + 3588 6, 
evermore 4, 
age 2, 
eternal 2, 
misc 5;


İngilizce anlayanların verilen anlamları gördüğünde ne alaka dediklerini duyar gibiyim.Çünkü KJV İngilizce çeviriye göre aion {ahee-ohn'} kelimesinde öylesi bir bereket vardır ki, kelimeye sonsuzluk anlamına gelen '' ever'' anlamı verilirken hiçbir zaman anlamına gelen '' never'' anlamıda verilmiştir. Pek tabi bu kelimeyide cümleye '' hiçbir zaman'' anlamıyla yüklersek İsa'nın bahsettiği kişinin hiçbir zaman bizle kalmayacağı ortaya çıkar-ki, bu saçmaca bir anlam olur ve bizde oyun bozanlık yapmış oluruz. Bizce asıl dikkat edilmesi gereken kelimede '' world'' yani ''arz, yer, yeryüzü; alem, dünya, cihan; kainat, evren; ölümlü dünya; '' anlamının olmasıdır. Şimdi bu anlamı sonsuzlukla değiştirdiğimizde, ortaya çıkan anlama bakalım,


Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun...

İlginç, bana da çok mantıklı bir cümle gelmeye başladı nedense, kısaca İsa baba'ya gideceğim, size dünyada olması için birini isteyeceğim demektedir. 


Grekçe sözlük üzerine İngilizce çevirilerin vermiş olduğu anlamların doğruluğunu araştırdığımızda,


ever: πάντα, κάποτε , panta, kapote
world: κόσμος , kosmos
never: ουδέποτε, ποτέ , oudepote, pote
age: ηληκία, παλαιώνω , ilikia, palaiono
eternal: αιώνιος aionios     
kaynak:
http://www.kypros.org/


aion {ahee-ohn'}kelimesine vermiş oldukları hiç bir anlamlamın karşılığı aion {ahee-ohn'} çıkmamıştır. Daha ilginçi ise,verdikleri ''eternal'' kelimesinin karşılığının '' aionios'' olarak çıkmasıdır, pek tabi daha ilginçi ise '' eternal'' kelimesinin aranan tüm anlamları içinde barındırdığıdır.


eternal
   1.Tanrı, Allah, eternally ebediyen, sonsuz, daima, ebedi varlık, the Eternal City Roma the eternal triangle evli bir çift ile bunlardan birinin sevgilisi; daimi, baki, ölümsüz; başı ve sonu olmayan, ebedi ve ezeli.
   2.sonsuz. hiç bitmeyen. öncesiz sonrasız. ebedi.
   3.ezeli ve ebedi. sonsuz. sık sık vuku bulan. ölmez. öncesiz.


Bu aşamada ciddi bir iddiada bulunmak istiyorum ve diyorum ki 'aion {ahee-ohn'} kelimesinde sonsuzluk anlamı yoktur, bu kelime kullanıldığı yerde'' dünya'' anlamına gelmektedir. Bu kelimeye bu anlamı Grekçe yazmaları bize kasıtlı çevirenler eklemiştir, hatta Grekçesinde bile bu kelimeye sonsuzluk anlamı yüklenmişse, buda İsa bu kelimeyi kullandıktan sonra olmuştur.


Peki bize göre veya Kitabı Mukaddes'e göre sonsuzluk anlamına gelen kelime ne olmalıdır dersek, Kitabı Mukaddes'e göre bu kelime '' aion '' kelimesi değil buna çok yakın kelime olan, αιώνιος aionios {ahee-o'-nee-os} kelimesi olmalıdır. 
Kitabı Mukaddes'te 71 kere kullanıldığı kabul edilen buαιώνιος aionios {ahee-o'-nee-os} kelimesine KJV İngilizce çevirinin vermiş olduğu anlamlar ise, eternal 42, everlasting 25, the world began+ 5550 2, since the world began+ 5550, for ever 1; olarak karşımızdadır ve verilmiş olan tüm anlamlarda sonsuzluk anlamı içerisinde veya yanındadır. Bizce bu iki kelimenin aynı cümle içerisinde kullanılmasıyla tercümelerde verilen anlam kelimelerin gerçek anlamını ortaya çıkarabilecektir.

Bu bakış açısından Kitabı Mukaddesteki şu örneğe bakalım,

Luk 18:29-30 İsa onlara şöyle dedi: "Size doğrusunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği uğruna evini, karısını, kardeşlerini, annesiyle babasını ya da çocuklarını bırakıp da bu çağda bunların kat kat fazlasına ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur."

Luk 18:30 hos apolambano ou me apolambano pollaplasion en touto kairos kai en aion erchomai zoe aionios


Luk 18:30 Who 3739 shall 618 0 not 3364 receive 618 manifold more 4179 in 1722 this 5129 present time 2540, and 2532 in 1722 the world165 to come 2064 life 2222 everlasting166.
 


Yukarıda Luk 18:30'da '' the world165 '' anlamı yani '' dünya'' anlamı Joh 14:16'da '' sonsuzluk ''anlamı verilen kelime olan '' aion'' kelimesidir ve nedense tercümanlarımızın diğer birçok yerde de dünya demektense devamlı ''çağ'' olarak tercüme ettikleri bir kelimedir. Diğer kelime olan αιώνιος aionios {ahee-o'-nee-os} ise İngilizce çeviriye ''everlasting166'' olarak Türkçemize ise '' sonsuz'' olarak tercüme edilmiştir. Buradaki şikayetimiz '' aion'' kelimesine verilen çağ anlamının verilmek istenen mesajı bulandırmasıdır. Çünkü İsa yeni kurulacak bir dünyadan bahsetmektedir. Kısaca yeni ahitte aion {ahee-ohn'} kelimesinin geçtiği tüm alıntılara tek bir anlamdan yola çıkıp '' dünya'' anlamı yükleyerek okuyun, gerçek mesaja daha fazla yaklaşacaksınız iddiasındayım. Kendilerinin vermiş olduğu, çağ veya sonsuzluk anlamlarını kenara atıp dünya anlamı vererek okuyun, kelime hangi anlamda cümleye gerçek anlamını verecek göreceksiniz.

Ufak bir örnek verirsek,

Joh 9:32 Dünya var olalı, bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır.

Joh 9:32  Since the world began was it not heard that any man opened the eyes of one that was born blind.

Joh 9:32   ek ho aiōn akouō ou akouō hoti tis anoigō ophthalmos gennaō typhlos


bu alıntıda '' Dünya '' olarak çevrilen kelimenin ''aion {ahee-ohn'}'' olduğunu görmekteyiz ve cümleye olan uyumuda ortadadır. Bir başka örnek vermek istiyorum:

Rev 11:15 Yedinci melek borazanını çaldı. Gökte yüksek sesler duyuldu: "Dünyanın egemenliği Rabbimiz'in ve Mesihi'nin oldu. O sonsuzlara dek egemenlik sürecek." 

Rev 11:15  And the seventh angel sounded; and there were great voices in heaven, saying, The kingdoms of this world are become the kingdoms of our Lord, and of his Christ; and he shall reign for ever and ever.

Rev 11:15 kai hebdomos aggelos salpizo kai ginomai megas phone en ouranos lego basileia kosmos ginomai hemon kurios kai autos Christos kai basileuo eis aion aion


Görüldüğü gibi bu alıntı İsa'yı yüceltme amaçlı söylenmiş bir alıntıdır. Şimdi bu cümlede geçen bahsettiğimiz kelimelere, böyle olması gerek dediğimiz anlamları verdiğimizde, ortaya çıkan anlama bakın hangisi daha fazla yüceltme amacı katmakta,siz karar verin. İngilizcesine bakarak, Grekçe anlamları kullanarak yaptığımız çeviri, '' ... kahinatın 'cosmos' krallıkları Tanrının ve Mesih'in oldu, O dünyada egemenlik sürecek dünyada.'' sizce hangisi daha mantıklı görülmektedir.

Kelimelerin anlamlarını değiştirme oyunu anlaşılmasın diye sanırım diğer alıntılarda bulunan aynı kelimelerinde verilen anlamı almasına neden olunulmuştur gibi bir izlenim edinmekteyim. Kısaca '' aion {ahee-ohn'}'' kelimesinin iki bin sene önce kullanılmış olduğu anlamla, bize ulaşan anlamı üzerinde ciddi şüphelerim bulunmaktadır.


Bizce, bir kelime üzerinde birden fazla anlamı olan kelimeler üzerinde iyice düşünülmelidir. Belli bir amaç doğrultusunda ikibin sene önce değişik anlam yüklenebilen bir kelime günümüze bu amaç doğrultusunda yüklenen anlamla ulaşabilmektedir. Şayet biz bu kelimelere belli bir amaç için bir başka anlam yüklenmiş midir diye sorgulamazsak değer verdiğimiz yazmalarda bize ulaşması gereken mesajıda tam olarak algılayamayacağız. Çünkü birileri anlamamamız için isteği doğrultusunda yüklediği bir anlamla kelimenin mesajını bozmuş olacaktır. Ve her ne hikmetse de Kitabı Mukaddes'te, önemli cümlelerde bazı kelimelerde birbiriyle zıt anlamların bulunması bizim için apayrı bir hayret konusu olmaktadır.


Yeni ahitte kullanıldığı yerlerin bir teki hariç '' dünya '' anlamı alan kelime ise yine ilginç vaziyette '' κόσμος '' kosmos {kos'-mos}world186, adorning1; 187 olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yeni ahitte 187 kere kullanıldığı kabul edilen bu kelimenin 186 'sına dünya anlamı, birine ise,


adorning
1.çeki düzen vermek, adornment süs, tezyin etmek, süsle, ziynet, donatmak, süslemek.
2. tezyin.

verilmiş olduğunu görmekteyiz. Ve yine çok ilginçtir , Grekçede κόσμος '' kosmos {kos'-mos}evren. kâinat. '' anlamınada gelmektedir. Site dışı sözlük referansı vermek gerekirse, '' universe'' yazıp İngilizce karşılığını aradığınızda karşınıza çıkan kelime:

universe = κόσμος, σύμπαν 
kosmos, sympan :kaynak_ 
http://www.kypros.org/cgi-bin/lexicon 
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu universe, yani Türkçe karşılığıyla verilen anlamlar ile:
universe
   1.âlem, evren, cihan, kâinat, evren.
   2.evren.
   3.evren. kâinat. âlem. cihan. alem.

bu anlamlar çıkmaktadır ve görüldüğü gibi de dünyayı hatta dünyaları, içindeki milyarlarca gezegenleriyle galaksileriyle kainatı ifade eden bir kelime olarak karşımıza çıkmaktadır.
İşte bu sonsuz buçaksız diye tabir ettiğimiz kainatta milyarlarca dünyadan, gezegenden biri olan dünyamızın kelime karşılığı Grekçede nedir dersek, 

world = κόσμος
kosmos

World
   1.arz, yer, yeryüzü; alem, dünya, cihan; kainat, evren; ölümlü dünya; World Series şampiyonluk karşılaşmaları, World Court Milletlerarası Mahkeme, world spirit alemin ruhu, world soul, hayat; dünya nimetleri; insanlar; hayat, ömür; toplum.
   2.dünya. yeryüzü. alem. diyar.
   3.dünya. âlem. evren. kâinat. arz. yer. yeryüzü. insanlar. ömür. hayat. dünya nimetleri. toplum. cihan. alem.

Evet dünyanında kelime karşılığı κόσμος '' kosmos {kos'-mos} olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu delilleri görünce bu insanların ne kadarda kelime fakiri olduğunu düşünmeye zorlandığımızı belirtmek istiyorum ve bu bahsettiğimiz medeniyette dünya medeniyetinin oluşumuna damgasını vurmuş, hatta kutsal sayılan bu sözlerin Grekçe yazılmasını bile etkileyebilmiştir. Bir kelimeye dünya ve de evren, kâinat anlamı yükleyen insanların beyin yapısını merak etmemek elde değil. Ayrıca bu nokta bile, böylesi kelime fakiri bir lisanın bu kutsal mesajı bize ulaştırmak için yeterli bir lisan olmadığını ortaya koyar. Pek tabi bu anlamlar daha sonra belli bir amaç için mi kelimelere eklenmiştir?!!! sorusunun cevabını size bırakıyorum. 


Bu aşamada Joh 14:16'de yapılan çeviriyi şekillendirmeye başlayalım. Kalınlaştırılmış mümkünse kırmızılaştırılmış bölümler bize ait tercümeler olacaktır.

Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun...
Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''


Ortaya çıkan bu anlamlada İsa'nın bahsettiği kişinin sonsuza kadar değil, fakat dünyada bizimle olmasını istediğini görmekteyiz. Şikayeti olanlar aion {ahee-ohn'} kelimesine neden kendilerininde '' dünya'' anlamı verdiklerini bize açıklamaları gerekmektedir. Bu aşamada cümlenin devamında tartışılan ikinci alıntıya " o gerçeğin ruhu olacaktır" denilirken ne denilmek istenmektedir onu anlamaya çalışalım.



Yuhanna14:17..."o gerçeğin ruhu olacaktır" (bir insan ruhtan farklıdır)

Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. 
Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ... '' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos}'' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri '' bizce yüklenmesi gereken anlam''

 

Gerçeğin Ruhu'nu verecek....


Kitabı Mukaddes'te Ruh kelimesi ve kullanılmasındaki anlam ile ilgili uzunca bir çalışmam vardır ve daha bitmemiştir. Kitabı Mukaddes'te insanların bu kelimeyi kullanırken neyi ifade etmeye çalıştıklarını iyice anlamamız açısında tüm detaylarıyla ele almaya çalıştığım bir konudur. Yinede burada mümkün olduğunca konuya bağlı kalmaya çalışıp özet bir kaç örnek vermek istiyorum. İsa'nın gelecek kişiden bahsederken " o gerçeğin ruhu olacaktır" demesiyle bunun bir Ruh olması gerektiği üzerine bir savunma oluşturulup (bir insan ruhtan farklıdır) denip gelecek olanın bir insan olamayacağı belirtilmeye çalışılmıştır. 


Burada gerçeğin Ruh'u olarak yapılan çevirinin Grekçe karşılığının Ruh'un pneuma {pnyoo'-mah} ve gerçeğin ise aletheia {al-ay'-thi-a} olduğunu görmekteyiz. Bu kelimelere verilen anlamlar üzerine bir şikayetimiz yoktur. Şikayetimiz bu anlamlara değişik anlamlar yüklenmesidir.

Biraz karmaşa gibi oldu değil mi? Aslında şöylesi soruyla sorunu çözebiliriz sanırım. Nedir bu " gerçeğin ruhu" in midir, cin midir, insanmıdır, Ruh'mudur, ve en önemlisi gerçeğin Ruhunu nasıl tanırız? Yine bu aşamada ilk bakmamız gereken kaynak Kitabı Mukaddes'in kendisidir demekteyiz. Çünkü Kitabı Mukaddes'ten ortaya konan delillere şikayet etmemeleri gerekir.


Yaptığımız araştırmada " gerçeğin ruhu" kelimesinin dört yerde geçmiş olduğunu görmekteyiz. Joh 14:17, Joh 15:26, Joh 16:13 ve 1Jo 4:6 bunlardan Joh 14:17, Joh 15:26, Joh 16:13 olan bu alıntılar İsa'nın gelecek kişi hakkında bahsettiği sözlerdir. Dördüncü ise " gerçeğin ruhu" nun ne olduğunu bize açıklamaktadır. Önümüze çekip bakalım ne demektedir.


1Jo 4:6 Bizse Tanrı'danız; Tanrı'yı tanıyan bizi dinler, Tanrı'dan olmayan dinlemez. Gerçeğin Ruhu'yla yalan ruhunu böyle ayırt ederiz.


Bilmece gibi gözüksede, söyleneni günümüz Türkçesine tercüme ettiğimizde '' biz Tanrıya iman edenleriz, Tanrıya iman eden bizi dinler, Tanrıya iman etmeyen ise dinlemez.'' gibi bir anlamla tercüme edebiliriz, pek tabi bu cümleyi kuran İsa olmuş olsaydı Tesliscilerin hemen balıklama atlayacağı bir cümle olacağına eminim, çünkü bu cümleyi kuran veya kuranlar '' Bizse Tanrı'danız'' demektedirler ve pek tabi de bu insanların Tanrının içinde olmadıklarını anlamaktayız, kabul edileceği gibi kişilerin söylemek istediği, kendilerinin Tanrının doğru mesajını verdikleridir. Ve verdiğimiz bu mesajı dinlemeyenlerin " gerçeğin ruhu" na sahip olup olmadıklarını anlarız demektedirler. Yani Kitabı Mukaddes mantığına göre, Tanrının mesajını söyleyende dinleyende " gerçeğin ruhu" na sahiptir.


1Jo 4:6' nın ortaya koyduğu bu ayırt etme biçimi " gerçeğin ruhu" yla bahsedilmek istenenin Ruh olmadığı, bunun, 
1.Tanrıya iman edenler, 
2.Tanrının mesajını iletmeye çalışanlar,
3.ve de bu mesajı dinleyenlerdir.,

olduğunu açıkca görmekteyiz. Tartışmaya düşkün ve de gözleri keskin biri '' -ne alaka, muhakkak peygamberler Tanrının mesajını bize iletip bizi doğru yola sevkedenlerdir, bundan dolayı İsa'nın bunu belirtmesine gerek yoktur ''diyebilirler. Pek tabi derlerde kazın ayağı, Kitabı Mukaddese göre hiçde öyle değildir. Yani Kitabı Mukaddes'teki Tanrı bazen yalan sözlerle peygamberlerini insanlara yollamakta onları aldatmakta insanların mahvolmasına sebep olmaktadır.

(2Ch 18:21) "Ruh, 'Aldatıcı ruh olarak gidip Ahav'ın bütün peygamberlerine yalan söyleteceğim diye karşılık verdi. "RAB, 'Onu kandırmayı başaracaksın dedi, 'Git, dediğini yap. (2Ch 18:22) "İşte RAB bu peygamberlerinin ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi."

Eski ahitte böylesi bir gerçek olduğundan dolayı, - aman korkmayın işte o gelen size gerçekleri söyleyecek, anlamında gelecek olanın " gerçeğin ruhu" olduğunuda belirtmiş olabileceğinede inanmaktayız. Görüldüğü gibi Tanrı peygamberlerini '' Aldatıcı ruh''lada gönderebilmektedir. Fakat İsa gelecek olanın böylesi bir misyonunun olmayacağını bize eski ahittende haberim vardır gibisinden belirtmiştir. Bu konuda ortaya çıkan gerçek " gerçeğin ruhu" nun sözlerdeki anlam olduğudur. Zaten Kitabı Mukaddes mantığına göre sözlerde Ruh'tur ona da aşağıda değineceğiz.
Kitabı Mukaddes'in " gerçeğin ruhu " nun ne olduğu üzerine yaptığı bu açıklamayla İsa'nın söylemek istediğine dönelim.

 


Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''


Yuhanna 14:17..."dünya onu ne görür" (oysa insan görülür). Yuhanna 14:17..."ve ne de onu tanır" (oysa insan tanınır). 



Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. ...



Cümlenin devamında ise cümleyi parçalayıp İsa'nın bahsetmeye çalıştığı kişinin bir insan olamayacağı yaklaşımıyla sorular üretilmeye çalışıldığını görmekteyiz. '' Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' diye bizlere sunulan bu savunmayı, bu cümleden önceki vurgudan ayırıp anlamaya çalışmamız yanlış bir yaklaşım olur. İlk olarak cümlede önce ne dediğine bakmamız gerekecektir. Bu vurgununda'' Dünya O'nu kabul edemez.'' olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz. Bu vurguya baktığımızda söylenmiş olduğu zamanki anlamından çıkmış olduğunu görmemek için kör olmak gerekmektedir. Dünya kimleri kabul etmemiştir-ki yine bu Kitabı Mukaddes'e göre yaratacı Tanrı bile Sina dağına inip Musa'ya emirler vermemiş midir?

Bakınız: Mısırdan Çıkış (Exodus):Bölüm:3 ve Mısırdan Çıkış (Exodus):Bölüm:19,


Şimdi gelecek olan her kim ve her neyse neden kabul edemesin. Bilmeceye çevrilip anlamamamız için sanki üzerinde özel çalışılmış olan bu cümledeki '' kabul edemez'' i araştıralım.

Jhn 14:17 pneuma aletheia hos kosmos ou dunamai lambano hoti theoreo autos ou oude ginosko autos de humeis ginosko autos hoti meno para humin kai esomai en humin


Karşımıza olumsuzluk ekleriyle beraber lambano {lam-ban'-o} kelimesi çıkmaktadır. Kitabı Mukaddes'te 263 kere kullanılmış olduğu kabul edilen bu kelimeye KJV İngilizce çevirinin vermiş olduğu anlamlar ise 

receive 133, 
take 106,
have 3, 
catch 3, 
not tr 1, 
misc 17;

olarak karşımızdadır. Çoğunlukla verilmiş olan '' receive'' anlamının Türkçe karşılığını karşımıza yatırıp kelimeden ne gibi bir anlam çıkabileceğine bakalım.

receive
    1. kaldırmak, taşımak; almak; haber almak; uğramak, receiving line teşrifatçılar, maruz kalmak, kabul et/al; kavramak, anlamak; kabul etmek.
    2. almak. teslim almak.kabul etmek. çekmek (yayın). parasını almak. karşılamak (haber vb.). uğramak. kaldırmak. başına gelmek. ağırlamak. ev sahipliği yapmak. aşai rabbani ayininde ekmek ve şarap almak. -e uğramak. maruz kalmak. evine almak. konuk kabul etm.
   3. almak. kabul etmek. haber almak. anlamak. kavramak. taşımak. kaldırmak. uğramak. maruz kalmak.


Ayrıca yaptıkları çeviriyi görüldüğü anlamıyla kabul edersek,'' dünyaya gelecek olanı dünya kabul edemez ise demek ki gelecek olan her kim veya ne ise dünyaya gelmeyecektir '', anlamı çıkmaktadır, bu anlamdan yola çıktığımızda ise İsa'nın dünyanın kabul edemeyeceği bir kişiyi ve her ne ise O'nu dünyaya gelecek, aranızda olacak diye bildirmesinin pek anlamı gözükmemektedir. 


'' receive'' kelimesinin sözlük anlamlarından '' teslim almak'' ı seçip bu anlam ile cümleyi kurarsak, '' Kâinat O'nu teslim alamaz'' diye bir anlam ile karşılaşmaktayız ki, bize mantıklı bir cümle gibi gelmektedir. Neden dünya yerine kainat olarak cümleyi kurdunuz derseniz, Grekçe bilen birine kainat nedir diye sorun derim, şayet bahsi geçen önemliyse-ki İsa tarafından haber verildiğine göre önemli biri olmalıdır- teslim alınamaması anlamlı olmakta, kainat derken de, bundan dünya nimetlerine, dünyadaki tüm olumsuzluklara ve insanlara karşı üstün olacağı belirtilmiş ve hatta kainata efendi olduğuda belirtilmek istenmiş olabilir. Belki de Türkçemizde olan şu cümleye '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' diye yakın bir anlamda cümle kurulmuş olup günümüze böylesine ulaşmış olabilir. Ayrıca kosmos kelimesine kendilerinin '' dünya ve alem'' anlamı yüklediklerini unutmayalım.

Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''


Cümlenin devamında ise ''... Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' diye sizce ne söylenmek istenmiştir. Bizce İsa'nın söylemek istediği dünyada görülmemiş ve tanınmamış birinin geleceğinin haberidir bu. Neden böylesine bir belirtiye ihtiyaç duyulduğu anlamamız için toplumda oluşan inançları anlamamız gerekmektedir. Bunun içinde yine Kitabı Mukaddese bakıp Yahya'nın sorgulanmasında bu bilgilere ulaşacakmıyız görelim.

Joh 1:19 Yahudi yetkililer Yahya'ya,"Sen kimsin?" diye sormak üzere Yeruşalim'den* kâhinlerle* Levililer'i* gönderdikleri zaman Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu açıkça konuştu, inkâr etmedi "Ben Mesih* değilim" diye açıkça konuştu. Joh 1:21 Onlar da kendisine, "Öyleyse sen kimsin? İlyas mısın?" diye sordular. O da, "Değilim" dedi. "Sen beklediğimiz peygamber misin?" sorusuna, "Hayır" yanıtını verdi. Joh 1:22 Bu kez, "Kim olduğunu söyle de bizi gönderenlere bir yanıt verelim" dediler. "Kendin için ne diyorsun?" Joh 1:23 Yahya, "Peygamber Yeşaya'nın dediği gibi, 'Rab'bin yolunu düzleyin' diye çölde haykıranın sesiyim ben" dedi. Joh 1:24 Yahya'ya gönderilen bazı Ferisiler* ona, "Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz* ediyorsun?" diye sordular.

Burada hatırlamamız gereken önemli bir nokta İsa ve Yahya'nın aynı dönemde yaşamış olmalarıdır. Görüldüğü gibi Yahya'ya sorulan ilk soru '' sen kimsin? İlyas mısın? ''olmaktadır. İlyas'ında daha önce dünyaya gelmiş fakat ölmeden 2Ki 2:11... ateşten bir atlı araba göründü, onları birbirinden ayırdı. İlyas kasırgayla göklere alındı.'ğını görmekteyiz. Ölmeden dünyayı terkettiğinden dolayıda insanların onun dönüşünü beklediğini anlamaktayız. Yahya'nın '' sen kimsin? İlyas mısın? ''sorusuna verdiği cevap "Değilim" olarak karşımıza çıkmaktadır. Peşine sorulan soru ise,"Sen beklediğimiz peygamber misin?" olarak karşımıza çıkmaktadır. İlyas ölmeden göklere alındığı için tekrar geri geleceği üzerinde beklentinin haricinde insanların ayrıca bir başka peygamber beklemekte olduklarınıda görmekteyiz. Bu beklentilerinde haksızda sayılmazlar çünkü bu peygamberin müjdesi onlara yine Musa tarafından,

'' Deu 18:15 Tanrınız RAB size aranızdan, kendi kardeşlerinizden benim gibi bir peygamber çıkaracak. Onu dinleyin.'' diye verilmiştir.

Bu noktada anlamamız gereken, Musa'dan sonra Yahya'nın ve İsa'nın dönemine kadar birçok peygamber gelmiştir ve bu insanlar nasıl olurda hala daha bahsedilen peygamberi beklemektedirler. Bunun cevabı sanırım, Musa'nın '' benim gibi bir peygamber'' sözündeki anlamda gizlidir, evet insanlara peygamber müjdesi verilmiştir fakat görüldüğü gibide bu peygamber sıradan birçoklarının ismini unuttuğu bir çok peygamberlerden biri gibi değil, Musa gibi biri olması gerekecektir ve bu peygamberde görüldüğü gibi Yahya'nın ve İsa'nın dönemine kadar gelmemiştir ve gelmesi beklenmektedir. İşte Yahudi yetkililerin, beklediği, müjdesi Musa tarafından verilen peygamber, Yahya'mıdır diye anlamaları için sordukları, "Sen beklediğimiz peygamber misin?" sorusuna, Yahya'nın verdiği cevap "Hayır" olmuştur. 

Bunun devamındaki soru ise Musa'nın bahsettiği peygamberin İsa olduğunu savunanların beğenmeyeceği bir soru olarak ortaya çıkacaktır. Burada Ferisilerin sorusunu dikkatle okuyalım, ona, "Sen Mesih, İlyas ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz* ediyorsun?"demektedirler. Dikkatle bakarsanız ortaya üç kişi çıkmaktadır,


1. Mesih
2. İlyas
3. ve beklenen peygamber.


İlyas'ın ölmeden göklere alındığından dolayı tekrar geleceği üzerine bir beklenti olduğunu anlarken bunun yanında '' Sen Mesih... değilsen ''diye yapılan belirtiyide gözardı etmeyelim.Kısaca Ferisiler Mesih'inde geleceğinden haberdardırlar. Bundan dolayıda "Sen Mesih, ... ya da beklediğimiz peygamber değilsen..."diye sormaktadırlar. Bu sorunun ortaya koyduğu gerçek ise, Mesih, Musa'nın müjdesinde geçen kişi değildir. Mesih'in haricinde bir peygamber fakat herhangi bir peygamber gibi bir peygamber değil, Musa gibi bir peygamber beklenmektedir veya Mesih, Musa gibi olmayacaktır gerçeği ile karşılaşmaktayız. Zaten Musa'nın bildiriside gelecek olan Mesih üzerine değildir. Kendiside Mesih olmadığı için İsa ile Musa'nın aynı özellikleri taşıdığını kabul etmek komedi boyutunda bir yaklaşımdır. Musa ile İsa'nın peygamberlikleri dolayısıyla arada bir bağ kurulmaya çalışmasını yine Hıristiyan kardeşlerimizin yaklaşımı engellemektedir. Hıristiyan kardeşlerimiz İsa'ya İncil diye bir kitap verilmediğini, İsa'nın kendisinin İncil olduğunu savunurlar.

İsa'ya İncil diye Mukaddes bir kitabın verildiği inancı müslümanlara ait bir inançtır. İncil'de kelime anlamıyla Hz.İsa'ya Allah-ı Teala tarafından verildiği kabul edilen ilahi kitabın adıdır. Durum buyken, İsa'ya Tanrıdan bir kitap verilmedi diyenler sonradan toparladıkları mektupları, Hz.İsa'ya verildiği kabul edilen ilahi bir kitap adıyla anmaları ise ciddi derecede düşündürücü bir yaklaşımlarıdır.

Musa'nın peygamber olarak ilk özelliği kendisine kitap verilmesi ve bulunduğu dönemde yaşadığı toplumu yöneltmesi ve öldüğünde vucudunun dünyada kalmasıdır, bu belli başlı üç özellikler İsa'da olmayan özelliklerdir.


Diğer önemle bakmamız gereken nokta ise Kitabı Mukaddes'e göre İsa'nın kendisini nasıl gördüğüdür. Bu konudaki alıntılara kısaca göz atalım.

Mat 16:15 İsa onlara, "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim?" Mat 16:16 Simun Petrus, "Sen, yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'sin*" yanıtını verdi. Mat 16:17 İsa ona, "Ne mutlu sana, Yunus oğlu Simun!" dedi. "Bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki Babam'dır.


Mar 8:29 O da onlara, "Siz ne dersiniz, sizce ben kimim?"diye sordu. Petrus, "Sen Mesih'sin*" yanıtını verdi. Luk 9:20 İsa onlara, "Siz ne dersiniz" dedi, "Sizce ben kimim?" Petrus, "Sen Tanrı'nın Mesihi'sin*" yanıtını verdi. Mat 13:57 ...Ama İsa onlara şöyle dedi: « Bir peygamber, kendi memleketinden ve evinden başka yerde hor görülmez.» Mar 6:4 İsa da onlara, «Bir peygamber, kendi memleketinden, akraba çevresinden ve kendi evinden başka yerde hor görülmez» dedi.

Joh 4:19 Kadın,"Efendim, anlıyorum, sen bir peygambersin"dedi. Joh 4:25 Kadın İsa'ya,"Mesih denilen meshedilmiş* Olan'ın geleceğini biliyorum"dedi, "O gelince bize her şeyi bildirecek." Joh 4:26 İsa, "Seninle konuşan ben, O'yum"dedi.

Bu alıntıları okuduğumuzda ve şu alıntılara baktığımızda :

Jer 8:8 "'Nasıl, biz bilge kişileriz, RAB'bin Yasası bizdedir, diyebiliyorsunuz? İşte, bilginlerin yalancı kalemi Yasayı yalana çevirmiş. Joh 21:25 İsa'nın yaptığı daha başka çok şey vardır. Bunlar tek tek yazılsaydı, sanırım yazılan kitaplar dünyaya sığmazdı. Joh 20:30 İsa, öğrencilerinin önünde, bu kitapta yazılı olmayan başka birçok doğaüstü belirti gerçekleştirdi.


acaba neler eksik yazılmış neler yalana çevrilmiş diye düşünmemek elde değil, özellikle herkesin beklemekte olduğu bu peygamberin Musa ile belirtilmiş olduğunu kabul edebilsekde herhangi bir Mesih'in geleceği üzerine eski ahitte '' Mesih'' diye tek bir kelime geçmemektedir. Soruyoruz, Mesih'in geleceğini haber veren yazmalara ne olmuştur. Bunu görmek için uzman olmak gerekiyor gibisinden bir yaklaşımla hiç cevap vermeyin, İsa'nın konuştuğu köylü kadın bu konuda bizden çokmu uzmandırı isbat etmeniz gerekir.

Ortada olan gerçek insanların beklemekte olduğu peygamber ve ayrıca bir Mesih vardır. Unutmamız gereken İsa'da Kitabı Mukaddes'e göre peygamberdir fakat ayrıca Mesih'tir, diğer beklenen ise yanlızca peygamberdir ve Musa gibi bir peygamber olması beklenmektedir. Joh 4'de baktığımızda İsa'nın peygamberliğini kabul ettiğini ayrıca geleceği bilinen Mesih olduğunu söylediğini görmekteyiz. Fakat hem Mesih hemde Musa'nın bildirdiği peygamberi bekleyenler şu karmaşayada düşebilmektedirler.

  • Joh 6:14 Halk, İsa'nın yaptığı mucizeyi görünce, "Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur" dedi. Joh 7:31 Halktan birçok kişi ise O'na iman etti. "Mesih gelince, bunun yaptıklarından daha mı çok mucize yapacak?"diyorlardı.

görüldüğü gibi bunu söyleyenler İsa'yı Musa'nın belirttiği peygamber sanmakta, ayrıca Mesih beklentileri oldukları için Mesih bundan çokmu mucize yapacak diyebilmektedirler. Kısaca insanlar Musanın bildirdiği bir peygamberi ayrıca birde Mesih beklemektedirler. Bu gerçekler Musa'nın bildirisinde geçen peygamberin İsa olmadığını göstermektedir.


Bu aşamada Joh 14:16'ya dönüp İsa'nın gelecek olan kimilerine göre Ruh kimilerine göre peygamber olan kişiyi tanıtırken kullandığı cümleye dönelim, İsa, '' Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' derken, gelecek olanın daha önce İlyas gibi dünyada görünmüş vede tanınmış biri olmadığını kısaca o zamana kadar bilinmeyen biri olduğunu belirtmeye çalışmaktadır. Evet ortada Musa döneminde bildirilmiş bir peygamber vardır ve görüldüğü gibide bu Mesih değildir, hatta peygamber olan Yahya bile ben o bahsedilen peygamber değilim demektedir ve herkesin kabul ettiği Mesih '' meshedilmiş'' İsa'da Musa'nın müjdesini tekrarlamakta ve gelecek olanın daha önce dünyaya gelmemiş görülmemiş ve tanınmamış biri olduğunu '' Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' günümüze karmaşaya çevrilmiş bu cümleyle anlatmaya çalışmaktadır. 


Kısaca gelecek olan, tanınmamış, bilinmeyen ve dünyada daha önce görülmemiş biri olacaktır.

Joh 14:16-17  Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Joh 14:17 ... because it seeth him not, neither knoweth him:...
Joh 14:17 Grekçesi: ... hoti theoreo autos ou oude ginosko autos...


Umarım buradaki her kelimedeki anlamların önemini anlamaktasınız, cümledeki önemiyle ginosko {ghin-oce'-ko} kelimesine baktığımızda, 

KJV İngilizce çeviri tarafından yeni ahitte 223 kere kullanılmış olduğu kabul edilen bu kelimeye İngilizce verilen anlamlar, know196, perceive9, understand8, misc10; olarak karşımızdadır ve verilen anlamların içerisinde '' tanımak'' anlamını pek görememekteyiz, pek tabi kelime kullanıldığı yer konumuyla bu anlamı alabilir diyeceksiniz, evet kabul edilebilir yaklaşımdır ve ''know'' kelimesini kullanarakta karşınızdakini tanıdığınızı ifade edebilirsiniz.

Fakat kelime ağırlığı itibariyle içinde bilmeyi barındırmaktadır. Tanıma ise genelde kişilerin görüp karşılaştığı ve hatırladıkları için kullanılır ve pek tabide bir başkasının size bir bölgeyi anlattıklarından dolayıda bu bölgeye gittiğinizde bu bölgeyi anlatılanlardan olan bilginizden dolayıda tanıyabilirsiniz. Yinede unutmamız gereken KJV İngilizce çeviriye baktığımızda Joh 14:17'de ginosko {ghin-oce'-ko} kelimesine '' knoweth'' anlamı vermiştir ve bizce bahsedilen tanınma bilgi seviyesinide kapsamakta '' tanımaz, bilmezsiniz'' bir anlamda kullanılmış olduğudur.

Ortada olan gerçek '' Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' bu alıntıyı, bir önceki cümlede geçen vurguyla ele almadan anlamak mümkün değildir. Bu cümleyi kendilerinin yapmış olduğu tercümeyle '' Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' olarak ele alıp bir anlam vermek mümkün gözükmemektedir. Bundan dolayı kendi tercümemizle ele alıp vurgulanmaya çalışılan gerçeği anlamaya çalışalım. '' Dünya, alem onu teslim alamaz. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' Kendi tercümemizle yanyana koyduğumuzda bize şöylesi bir anlam verebilmekte. ''Dünya, alem onu teslim alamaz.'' denilirken geniş zaman olarak belirtilmiş, devamında ise '' Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.'' diye belirtilen ise zaten daha gelmemiş olduğundan, kısaca görülüp tanınmadığından bunun mümkünsüzlüğü anlatılmak istenmiştir.

Bu aşamaya kadar ortaya koymaya çalıştığımız araştırmayı şöylesi toparlayabiliriz.

Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''
 
Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' çünkü görülmemiş, duyulmamıştır.''  bizce olması gereken anlam.


Yuhanna 14:17..."ve o içinizde olacaktır" (bir insan başkasının içinde olamaz).

Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.


Joh 14:16' deki alıntının bu son kısmına geçmeden önce yine tahrip edilerek anlamsızlaştırılmış bir başka noktayı ele alalım. Tekrar kendilerinin yapmış oldukları tercümeyi önümüze koyalım:

Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz....

Şimdi cümleyi tekrar tekrar okuyun ve bu cümlenin içinde '' Siz O'nu tanıyorsunuz'' diye nasıl böylesi bir anlam olabilire açıklama getirmeye çalışalım.


Öncelikle '' Siz O'nu tanıyorsunuz '' burada geçen '' siz'' kelimesinin anlamı anladığınız anlamda '' siz'' değildir. Türkçemizde karşılığı olmayan bir kelimedir, bundan dolayı açıklamayla tanıtmak zorundayız. Bahsettiğimiz bu kelimenin Grekçesi ise humeis {hoo-mice'} olarak karşımıza çıkmaktadır. KJV İngilizce çeviriye göre yeni ahitte 242 kere kullanılmıştır ve bu kelimeye verilen anlamlar, ye235, ye yourselves1, you1, not tr5; olarak karşımızdadır. Kelimeyi açıklamayla tanıtmak zorundayız demiştik, bu tanıtıma şöylesi bir örnek verebiliriz.


Sözüm meclisten dışarı, deyip konuşmaya devam etmek. Bu '' sözüm meclisten dışarı '' ne demeye gelmekte diye soranlarda olabilir, memleketimizi terkedeli 30 seneye yaklaştığı için bu tabirin hala daha kullanılıp kullanılmadığınada emin değilim bunuda bundan dolayı açıklayalım. Farz edin bu makaleyi okuyan siz benim karşımdasınız, size konuşmaktayım ve ben size '' sözüm meclisten dışarı '' diyerekten konuşmaya başlıyorum, 
- siz ne hakla insanları aldatıyorsunuz, siz bunu yaparken hiçmi utanmıyorsunuz .... vs. demekteyim ve devam ediyorum, fakat görüldüğü gibi devamlıda karşımdakine hitap olan '' siz '' i kullanmaktayım, aslında kullanmak mecburiyetindeyim. Fakat cümlemin başlangıcında, ortasında veya sonunda '' sözüm meclisten dışarı '' dediğim için beni dinleyen siz veya herhangi birbaşkası varsa bu söylenenlerin onlara hitaben söylenmeyip orada bulunmayanlara yani o dinleyen topluluğun dışındakilere söylenmekte olduğunu belirtmektir. İngilizler bu sorunu sen anlamına gelen '' you'' nun yerine '' ye'' diyerek çözmüşlerdir, yani İngilizcedeki '' ye '' sözüm meclisten dışarıdakileredir anlamındadır. Genelde Kitabı Mukaddes İngilizceside diyebileceğimiz bir kelimedir, Kitabı Mukaddeste Tanrı peygamberlere bu '' ye'' ile konuşur.


Ayrıca cümledeki '' Siz O'nu tanıyorsunuz.'' sözünün devamında 'Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.'' diye devam edilen bu kısımda size ait söylenmiş olduğu belirtilen bu alıntıda kullanılan kelimede humeis {hoo-mice'}değil, bildiğimiz, '' sen, siz '' anlamları olan humin {hoo-min'} kullanılmıştır. Sanırım İsa karşısındakilere '' Siz O'nu tanıyorsunuz.'' derken tanıyacak olanlar olarak bahsettiğinin karşısındakiler olmadığı anlaşılmıştır. İsa şayet tanıyacak olanların kendisini dinleyenlerden olacağını belirtmek istese kullanacağı kelime humin {hoo-min'} olarak başlayan hitap tarzıyla olacaktı, O ise bunu vurguluyarak tanıyacak olanların dinleyenler olmadığını belirten humeis {hoo-mice'} ile başlamakta, gelecek olanı tanıyacak olanlara, orada bulunmayanlara hitap etmektedir.


Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''
 
Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' çünkü görülmemiş, duyulmamıştır.''  bizce olması gereken anlam.

Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Siz '' Onlar '' O'nu tanıyorsunuz'' diyede tercüme edilebilir, fakat söylenmek istenen bitmediğinden vede buradaki hitap dinleyenlere olmadığından verdiğimiz açıklamayı aklınızda tutup anlamaya çalışmanızı tavsiye ederim.

Pek tabi sorun burada bitmemekte, nasıl olurda dünyanın görmediği bilmediği birini birileri tanımaktadıra cevap aramak durumundayız.

Joh 14:16-17  Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.
Jhn 14:17 pneuma aletheia hos kosmos ou dunamai lambano hoti theoreo autos ou oude ginosko autos de humeis ginosko autos hoti meno para humin kai esomai en humin


Cümlede olan humeis {hoo-mice'} hangi anlamda '' siz'' olabileceğini gördükten sonra diğer bakmamız gereken kelimeler '' ginosko autos'' olarak karşımızdadır. '' autos'' a verilen çeviri anlamına bir şikayetimiz yoktur kelime '' O, O'na '' gibi anlamları barındıran bir kelimedir. Burada önemli kelime '' ginosko'' olarak karşımızdadır. Aslında Kitabı Mukaddes' ten '' ginosko autos'' un bir başka kullanılmış olduğu yerde almış olduğu anlamla resmi berraklaştırabileceğimiz inancındayım. Bu amaçla yaptığımız araştırmalarda malesef karşımıza fazlaca örnek çıkmamıştır, karşımıza çıkan örnekler,

Phi 3:10 Ölümünde O'nunla özdeşleşerek O'nu tanımak, dirilişinin gücünü ve acılarına ortak olmanın ne demek olduğunu bilmek ve böylece ne yapıp yapıp ölümden dirilişe erişmek istiyorum.

Php 3:10  That I may know him, and the power of his resurrection, and the fellowship of his sufferings, being made conformable unto his death;
kai en touto ginosko hoti ginosko autos ean tereo autos entole

 

1Jo 2:3 Buyruklarını yerine getirirsek, O'nu tanıdığımızdan emin olabiliriz.

1Jn 2:3  And hereby we do know that we know him, if we keep his commandments.
kai en toutō ginōskō autos ean tēreō autos entolē

 

1Jo 2:4 "O'nu tanıyorum" deyip de buyruklarını yerine getirmeyen yalancıdır, kendisinde gerçek yoktur.

1Jn 2:4  He that saith, I know him, and keepeth not his commandments, is a liar, and the truth is not in him.

lego ginosko autos kai tereo me autos entole esti pseustes kai aletheia esti ou en touto


Bu örneklerde '' ginosko '' kelimesine KJV çevirinin vermiş vede eklemiş olduğu anlamları görmekteyiz, bu ekler Phi 3:10'de '' That I may'' 1Jo 2:3'de ''we'' 1Jo 2:4'de ise '' I'' olarak karşımızdadır. Bulabildiğimiz bu örneklerde anlatılmak isteneni anlamamıza yeterlidir sanırım. Özellikle dikkat etmemiz gereken alıntıların 1Jo 2:3 ve 1Jo 2:4 olduğu inancındayım, burada İsa'yı tanıyanlara İsa göğe alındıktan sonra konuşulmaktadır. '' ginosko autos'' un burada hangi anlamda kullanılmış olduğu önemlidir. Konuşan kişi insanlardan evet ben İsa'yı gördüm, gördüğüm için tanıyorum mazeretini veya cevabını tanımak olarak kabul etmemektedir, konuşan kişiye göre İsa'yı tanımak demek, buyruklarını yerine getiren kişidir. Bunun haricinde İsa'yı görmüş fakat buyruklarını yerine getirmeyen kişinin '' O'nu tanıyorum'' demesinin gerçeği yansıtmayacağı belirtilmektedir. 

Kitabı Mukaddes mantığına görede İsa'yı tanıyorum demek buyruklarını yerine getirmek demektir. Şayet kişi İsa'yı görmüş ve O'nun buyruklarını yerine getirmiyorsa bu o kişinin İsa'yı tanımadığı demektir diyen Kitabı Mukaddes'in kendisidir. Şimdi ortaya çıkan bu mantıkla İsa'nın bu aşamaya kadar ne söylemek istediğini toparlamaya çalışalım.
 

Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''
 
Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' çünkü görülmemiş, duyulmamıştır.''  bizce olması gereken anlam.

Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Siz '' Onlar '' O'nu tanıyorsunuz'' diyede tercüme edilebilir, fakat söylenmek istenen bitmediğinden vede buradaki hitap dinleyenlere olmadığından verdiğimiz açıklamayı aklınızda tutup anlamaya çalışmanızı tavsiye ederim.
 Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Kitabı Mukaddes mantığıyla O'nun buyruklarını yerine getirecek/siniz/ler.''


İsa burada aynı zamanda gelecek olan kişinin insanlar tarafından kabul göreceğinide belirtmiş olmaktadır. Gelecek olanın neden tanınacağı ve buyruklarının neden yerine getirileceği üzerine ise şunu belirtmektedir.

 





Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 


Bu cümlenin '' Çünkü O aranızda yaşıyor'' olan bölümüne itiraz olmamaktadır, çünkü bir insan ve pek tabi bir cin veya ruhta aramızda yaşabilir, itiraz cümlenin devamı olan " ve o içinizde olacaktır" a kasıtlı yaklaşımla (bir insan başkasının içinde olamaz) mantığıyla işte demekki bahsedilen ruhtur vede kutsal ruhtur mantığıyla cevap üretilmeye çalışmaktadır. Pek tabi cümledeki mana gözardı edilmeye çalışılarak, bu aşamada soracağımız soruya bir insan bir insanın içinde nasıl olabilire yine Kitabı Mukaddes mantığı ile cevap bulmaya çalışalım.

 

Joh 14:16-17  Ben de Baba'dan dileyeceğim.

   O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*,

      Gerçeğin Ruhu'nu verecek.

         Dünya O'nu kabul edemez.

            Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır.

               Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır.

Jhn 14:17 pneuma aletheia hos kosmos ou dunamai lambano hoti theoreo autos ou oude ginosko autos de humeis ginosko autos hoti meno para humin kai esomai en humin


Burada ''içinizde'' ki kelime Grekçe '' en humin'' olarak karşımıza çıkmaktadır. Şimdi bu kelimeyi Kitabı Mukaddes'te araştırıp bir insan nasıl bir başka insanın içine girebilmektedir anlamaya çalışalım. '' en humin'' nin kullanıldığı iki örnekle resmin berraklaşacağı inancındayım.

Joh 14:20 O gün anlayacaksınız ki, ben Babam'dayım, siz bendesiniz, ben de sizdeyim
Joh 14:20 en ekeinos hemera humeis ginosko hoti ego en mou pater kai humeis en emoi kago en humin



Rom 8:10 Eğer Mesih içinizdeyse, bedeniniz günah yüzünden ölü olmakla birlikte, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir. 
Rom 8:10 de ei Christos en humin soma men nekros dia hamartia de pneuma zoe dia dikaiosune


şimdi Joh 14:17'..."ve o içinizde olacaktır" cümlesine bakıp bundan bahsedilen insanın fizisel olarak bir başka insanın içinde olacağı anlamı olduğunu savunup (bir insan başkasının içinde olamaz) diyenler, yine '' en humin'' kelimelerinin kullanılıp bize Joh 14:20 ve Rom 8:10'da geçen olayı anlatması gerekir.


Joh 14:17'da geçen "ve o içinizde olacaktır" olarak tercüme edilen ve içinizdeki kelimesinin kökeni olan '' en'' kelimesinden bu içteliğin fiziksel olacağı anlamını yükleyenler ve, (bir insan başkasının içinde olamaz) diyenler Joh 14:20'ye bakıp aynı mantıklarıyla bize cevap versinler. Çünkü İsa Joh 14:20'de '' ben Babam'dayım,'' derkende içinizde anlamı olan ''en'' kelimesini kullanmıştır.

Pek tabi Teslis inancını savunanlarda hah bizde zaten onu savunmaktayız diyeceklerdir fakat, devamında '' siz bendesiniz,'' derkende kullanılan kelime yine fiziksel olarak içte olması iddiasında olunulan '' en'' kelimesi kullanılmış, ve yine devamında '' ben de sizdeyim.'' derkende yine kullanıdığı kelime '' en'' olarak karşımızdadır.

Yani Joh 14:17'de yine '' en'' kelimesi kullanılıp "ve o içinizde olacaktır" dendiğinde bundan gelecek olanın fiziksel olarak içimizde olması gerektiğini savunanlar Joh 14:20 'yi nasıl açıklayacaklar.

Onların mantığına göre, İsa fiziksel olarak Tanrının içindedir, ve bizde fiziksel olarak İsa'nın içindeyiz, İsa'da fiziksel olarak bizim içimizde olması gerekir. Pek içinden çıkılamayacak bir sorun değilmi, demekki Joh 14:17'..."ve o içinizde olacaktır" diye gelecek olandan bahsedilirken bahsedilenden anlamamız gerekenin fiziksel olarak içimizde olmayacağıdır.

Rom 8:10'da görüldüğü gibi, kendi yaptıkları tercümeyle '' en'' kelimesine içinde anlamı verilmişdir ve İsa'ya inandım ruhum diridir diyen herkeste, Mesih içimde demek zorundadır, şayet Mesih içinizde değilse bedeniniz günah yüzünden ölü olmamış olacak, ruhunuzu aklamamış olduğunuz için o ölü olmuş olacaktır, bizde aynı mantıkla Mesih içimde olduğundan Ruhum diridir diyenlerden buyrun bize fiziksel olarak İsa'yı gösterin diyebilmemiz gerekir. Kim bize Mesih'in fiziksel olarak içinde olduğunu iddia edebilir vede isbat edebilir. 

Bu alıntılarda da göreceğimiz gibi Kitabı Mukaddes mantığına göre '' en humin'' kelimesini kullanıp içinizde olacak dediğinizde ortadaki anlam kişinin fiziksel olarak içine girmek değil, manevi anlamda kabul görmesidir, bir diğer anlamla kişiyi kalben, ruhen, yüreğinize almak kabullenmektir. İşte İsa gelecek olan kişiden bahsederken Yuhanna 14:17..."ve o içinizde olacaktır" derken belirttiği budur. Gelecek olan kişi insanlar tarafından özümsenecek kabul görecektir. Bahsedilen gelecek olanın fiziksel olarak insanların içine gireceği değil manevi anlamda kabul görmesidir. Bu anlamlada gelecek olanın Ruh olması gerekmemektedir.

 


Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''
 
Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' çünkü görülmemiş, duyulmamıştır.''  bizce olması gereken anlam.

Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Siz '' Onlar '' O'nu tanıyorsunuz'' diyede tercüme edilebilir, fakat söylenmek istenen bitmediğinden vede buradaki hitap dinleyenlere olmadığından verdiğimiz açıklamayı aklınızda tutup anlamaya çalışmanızı tavsiye ederim.
 Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Kitabı Mukaddes mantığıyla O'nun buyruklarını yerine getirecek/siniz/ler.''
 
Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 'Çünkü O, aranızda yaşayacak ve kabullenilmiş olacaktır.'' Bizce verilmesi gereken anlam ''
 
 


Yuhanna 14:26..."Yardımcı (Parakletos) Gerçeğin Ruhu"


Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos}'' kelimesinin hangi anlama geldiğini yukarıda yapmış olduğumuz açıklamada ortaya koyduk. 

 
Joh 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı,...
Joh 14:26 de parakletos hagios pneuma hos pater pempo en mou onoma ekeinos didasko humas pas kai hupomimnesko pas hupomimnesko humas hupomimnesko hos epo humin


''benim adımla'' nedense hangi lisanda bakarsam bakayım ortaya anlamsız ifade etmeyen bir cümle çıkmakta ne anlamalıyız '' Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı,...''  denmesinden, İsa'nın adının verilip gönderilmesi gereken birimi. Hayır bu gönderimde İsa'nın onayı olması gerekir düşünebilenlerin '' Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim...'' İsa'nın istekleri doğrultusunda karar vermediğinide görmekteyiz, O'na göre gelecek olanı Baba'dan dilemesi gerekmektedir,


Şayet gelecek olana İsa'nın adı yazılıp verilecek veya söylenip verilecek ve gelecek olanda İsa'nın ismiyle gelecekse, bu anlamda cümlede bir anlam teşkil edebilmekte. Hatta bana İsa tarafından bulunulmuş bir kehanet veya bildiri olarak bile gözükebilmekte. Çünkü günümüz Hıristiyan ilahiyatcılarının sorunlarından biride İsa'nın isminin ne olduğu üzerine olan bir sorunu vardır. Bakmayın siz bizim veya Türkçe konuşan Hıristiyanların '' İsa'' demesine, çünkü böylesi bir isim ellerindeki yazmalarda geçmez. Batıda özellikle İngilizce konuşan toplumlardaki ismi Jesus olarak bilinir, fakat yazmalarda geçen isim ise '' Iesous'' olarak karşımızdadır. Bu isimde Grekçe olduğu için O'nun ismini yansıtamadığı kabul görmektedir. Bu günlerde ise ortaya kendilerince '' YAHSHUAH'' olacağı ile ilgili deliller getirmeye, İsa'nın isminin bu olabileceği tartışılmaktadır. Bu anlamdan yola çıktığımızda İsa'nın Hıristiyanların ellerindeki belgelere göre ismi kayıptır. İsa '' benim adımla göndereceği'' derken acaba ilerde ortaya çıkacak bu soruna olması gereken cevabımı bize vermektedir diye düşünmemek elde değil.


Fakat bir diğer sorun ise İsa '' benim ismim'' derken söylediği '' mou onoma'' olarak karşımıza çıkmaktadır, tercümeye çevirideki '' la'' yani '' ile'' ekini aldığı kelime ise yine karşımıza Grekçe '' en'' olarak çıkmakta, bu ekle cümleye verilen anlamı yukarıda görmüştük. Kısaca Grekçede genelde '' ile '' anlamına gelen '' meta {met-ah'}'' kelimesini cümlede görememekteyiz. Acaba kelimeler yerindenmi kaymıştır diye düşünmemek elde değil, konu hakkında vermiş olduğumuz örneğe dönersek,

Rom 8:10 Eğer Mesih içinizdeyse, bedeniniz günah yüzünden ölü olmakla birlikte, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir. 
Rom 8:10 de ei Christos en humin soma men nekros dia hamartia de pneuma zoe dia dikaiosune

burada görüleceği gibi sen anlamı olan '' humin'' in bir önceki kelimesi '' en'' olduğunda aldığı anlam '' içinizdeyse'' ye dönüşebilmiştir. Pek tabi bizde bu içteliği bir anlamda manevi içtelik olarak algıladığımızı belirtmiştik. Burada kendilerinin yüklemiş olduğu bu anlamdan yola çıktığımızda İsa'nın ismi neyin içinde olacaktır diye düşünmemek elde değil. Gelecek olana bir paketmi verilecekte bu isim içinde olacaktır. Bu anlamla cümleye bir bütün olarak bakmak zorundayız.

Joh 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.

Evet İsa'ya göre '' Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'' gelecektir ve gelecek olan '' size her şeyi öğretecek'' demektedir. Şimdi '' en'' kelimesinin benim ismim olan '' mou onoma'' ya bu anlamı yüklersek bu ismin gelecek olanın öğretilerinin içinde olacağı söylenmiş olmuş olmasın. Cümleye bu anlamla baktığımızda cümlede olan anlamsızlığıda ortadan kaldırdığını görmekteyiz.


Yuhanna 14:26..."size söylediğim tüm şeyleri hatırlatacak"


Joh 14:26... bütün söylediklerimi size hatırlatacak. derken gelecek olanın İsa'nın ömrü boyunca tüm söylediklerini papağan gibi tekrar edeceği anlamını, anlamamamız gereken bir yaklaşımla, gelecek olanın bize neyi hatırlatabileceğini sormalıyız. Mesela sonsuz yaşama kavuşma amaçı olan biz insanlara, bu sonsuz yaşama kavuşmamız için neler söylemiştire bakıp, gelecek olanında neler tekrar edeceğini ana hatlarıyla ortaya çıkarmaya çalışalım.

Mat 19:16 Adamın biri İsa'ya gelip, «Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?» diye sordu. Mat 19:17 İsa ona, «İyilik konusunda neden bana soru soruyorsun?» dedi. «İyi olan tek biri var. Yaşama kavuşmak istersen, O'nun buyruklarını yerine getir.» 


Mat 19:18>19 «Hangi buyrukları?» diye sordu adam.
İsa şu karşılığı verdi:

   «`Adam öldürme,

      zina etme,

         hırsızlık yapma,

            yalan yere tanıklık etme,

               annene babana saygı göster' ve `komşunu kendin gibi sev.'»


Mat 19:20 Genç adam, "Bunların hepsini yerine getirdim" dedi, "Daha ne eksiğim var?" Mat 19:21 İsa ona, "Eğer eksiksiz olmak istiyorsan, git, varını yoğunu sat, parasını yoksullara ver; böylece göklerde hazinen olur. Sonra gel, beni izle" dedi.

İsa'nın nasıl kurtulmalıyız üzerine vermiş olduğu öğreti budur, ve sonsuz yaşama kavuşmak her zaman insanların amaçı olduğu içinde İsa'nın bu öğretisinin tüm zamanları kapsaması gerekmektedir. Bu Matta'dan alıntı üzerine bazı müslüman kardeşlerimiz İsa'nın Musa'ya gelen on emiri tekrarlayamadığı üzerine şikayette bulunurlar, mesela İsa bu kişiye Musa'ya gelen şu emiri neden hatırlatmadığı sorusu yöneltilir,

Yas.:5:7 "'Benden başka tanrın olmayacak. Çık.:20:3 "Benden başka tanrın olmayacak. diye olan bu emri böylesine tekrarlamış olsa, bu O'nu Tanrı olarak görmek isteyenler için sağlam bir temel oluşturacaktı, belkide ondan dolayı tekrarlamamıştır, bunun haricinde mantıklı yaklaşım ise İsa Musa'ya gelen bu on emirin en önemlisi olan Tanrıdan başka kimseye tapmayacaksınız belirtmemesindeki neden, soruyu soranın zaten tek bir Tanrıya olan inancından dolayıdır. Kısaca karşısındaki Tanrının tekliğine iman etmiş biri vardır, ve karşısındakine bildiğini tekrar etmesinin anlamı yoktur. İşte bizce üzerinde düşünülmesi gerekende budur, Tanrının tekliğine iman etmiş birinin kurtuluş garantisi olmadığını İsa ona yasaları yüklemeyle göstermiştir. Kısaca İsa'nın öğretisine göre İmanınızın haricinde yasanın yükümlülükleriylede sorumlusunuz.


Bizcede İsa'nın gelecek dediği Joh 14:26 ... Yardımcı, Gerçeğin Ruhu ,... 'un bize hatırlatması gerekenler bunlardır. Bu anlamlarla İsa'nın bize söylediğini anlamaya çalışalım.

Joh 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak.

İsa, Tanrı'nın bize ümmet sorumluğunda yani sorgu günü bizleri Tanrının önünde savunacak seviyede, bir '' Gerçeğin Ruhu  '' Tanrının yanında sonsuzluğa kadar olmayı garantilemiş kısaca mükemmel bir ruha sahip peygamberin gelip bize herşeyi İsa'nında isminin zikredildiği bir öğreti vereceğini ve İsa'nın öğretilerini bize hatırlatacağını söylemektedir. Gelecek olanın yapacakları ve konumu hakkında ise şu açıklamayla gerçeği ortaya koyar.


Joh 14:16-17 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O dünyada sizinle birlikte olsun ...'' bizce olması gereken çeviri ''
diye size başka bir Yardımcı parakletos {par-ak'-lay-tos} '' Tanrının önünde bizleri savunma yetkisi olan biri'' bizce yüklenmesi gereken anlam''
Gerçeğin Ruhu'nu verecek.... ''doğruları, gerçekleri söyleyen , aldatmayan bir peygamber, verecek'' bizce yüklenmesi gereken anlam ''
 
Dünya O'nu kabul edemez. '' Dünya, alem onu teslim alamaz'' cümleye uygunluğuyla bizce söylenmiş olan budur ''
 
Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. '' çünkü görülmemiş, duyulmamıştır.''  bizce olması gereken anlam.

Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Siz '' Onlar '' O'nu tanıyorsunuz'' diyede tercüme edilebilir, fakat söylenmek istenen bitmediğinden vede buradaki hitap dinleyenlere olmadığından verdiğimiz açıklamayı aklınızda tutup anlamaya çalışmanızı tavsiye ederim.
 Siz O'nu tanıyorsunuz. '' Kitabı Mukaddes mantığıyla O'nun buyruklarını yerine getirecek/siniz/ler.''
 
Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 'Çünkü O, aranızda yaşayacak ve kabullenilmiş olacaktır.'' Bizce verilmesi gereken anlam ''
 

 



Yuhanna 16:14..."o beni yüceltecek"

Joh 16:14 O beni yüceltecek. Çünkü benim olandan alıp size bildirecek.

Evet, bu noktada pek önemsiz gözüksede bizce ciddi düşünülmesi gereken alıntılardan biridir. Bu cümleyide parçaya bölüp anlamaya çalışmak bence verilmek istenen mesajı tahripeder. İsa gelecek olan ile ilgili '' O beni yüceltecek.'' derken bu yüceltmeninde nasıl olacağını ortaya koymuştur. İsa'yı yüceltmek demek, O'nu göklere çıkarıp insanları öğretilerinden uzaklaştırmak demekdeğildir. '' ... benim olandan alıp size bildirecek'' derken söylemeye çalıştığıda odur, bu yüceltilme O'nun öğretilerinin tekrardan insanlara sunulması, anlatılmasıdır. İsa'yı yüceltiyorum diyenler, bu noktayı gözardı etmemek, O'nu, O'nun öğretilerini tekrarlamayla tekrar duyulmasını sağlamayla yüceltmek zorundadırlar. Biraz yukarıda gördüğümüz gibide İsa'nın ortaya koyduğu yasaların tekrarlanması, O'nun insanlara sunduğu öğretileri alıp insanlara sunulması gerekmektedir. Pek tabide İsa'nın öğretisi nedir? şuan konumuz dışıdır.

 


Yuhanna.16:08..."o günah karşısında tüm dünyanın suçluluğunu gösterecek"

Joh 16:8 O gelince günah, doğruluk ve gelecek yargı konusunda dünyayı suçlu olduğuna ikna edecektir:

 

 


İsa son peygambermidir?


 Kitabı Mukaddesteki İsa'ya göre ise, peygamberler hatta sahte peygamberlerde gelecektir ve bunlardan sakınılmasını istemektedir, kısaca İsa'ya göre kendisi son peygamber değildir.

Mat 7:15 "Sahte peygamberlerden sakının! Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. 
Mat 7:16 Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, devedikenlerinden incir toplanabilir mi? Mat 7:17 Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. Mat 7:18 İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez. Mat 7:19 İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. Mat 7:20 Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.



Joh 6:63 Yaşam veren Ruh'tur. Beden bir yarar sağlamaz. Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır.

Bizce bu alıntı Kitabı Mukaddesin anahtar cümlelerinden biridir, bu cümleyi anlamanız için sizin yaklaşımınız bizlerinki gibi olmak zorundadır, vede Kutsal Ruh'un tanımı doğru yapmanız gerekmektedir, yoksa, Kitabı Mukaddes'i anlamanız için gereken bu anahtarı vede Kitabı Mukaddes'i anlayamayacaksınız. 

Unutmayın, Kitabı Mukaddeste geçen insanlar vucudumuzdaki yaşamı sağlayanın ruh olduğu inancındadırlar, bunun yanında bir başka sonsuz yaşamada inanmaktadırlar ve onlara görede gerçek yaşam kavuşulması gereken yaşamda odur, her iki anlamdaki yaşama sahip olmanız için ruha ihtiyacınız vardır, buradaki yaşama zaten bu ruh sizlere verildiğinden dolayı kavuşmuş olmaktasınız, bundan sonrakine ise o ruhunuzu istenen seviyeye çıkarmayla ulaşacaksınız, bu anlamla istenen yüceliğe gelmiş ruhunuz size ikinci yaşamı verecektir. '' Sizlere söylediğim sözler ruhtur, yaşamdır'' birçoklarına anlamsız gelebileceksede anlaşılması gereken cümlelerin başında gelen bir cümledir. Bizlere söylenen bir söz nasıl Ruh olabiliri anlayamadan Kitabı Mukaddes'teki Kutsal Ruh, Gerçeğin Ruhu  kavramınıda anlayamazsınız.


Şöylesi örneklerle anlatmaya çalışalım, içinizde olumlu olumsuz tüm özellikleri eşit seviyede barındıran bir ruhla yaratılmaktasınız, anlayacak yaşa geldiğinizde ise sizlere aktarılan bilgileri kabul ettiğiniz anlamla o ruha şekil vermektesiniz, şayet biri size zina yapın faydaları şudur diye öğreti yapmaktaysa ve sizde bu öğretiyi kabul etmekteyseniz, bu sözler içinizdeki zina ruhunun diğerlerine göre güçlenmesini ortaya çıkaracaktır, yani o sözler içinize ruh olarak girecektir, şayet mubarek bir insanın faydalı sözlerini dinlemekte ve bunları kabul etmekteyseniz, buda içinizdeki iyi ruhu güçlendirecek yaşantınızıda buna paralel bir raya oturttuğunuzda içinizdeki o iyi Ruh, Kutsal olma seviyesine yani Tanrının yanında bulunma seviyesine gelecektir, işte bu anlamda sizlere söylenen bu sözler RUH'tur. Bu ruhu şekillendiren ise mantığınızdır, mantığınızın kabul ettiği değerlere paralel içinizdeki ruh şekillenmektedir.

Fakat piyangodan çıkar gibi İsa'ya denk gelirseniz, size yaşam veren Kutsal bir ruhada sahip olabilirsiniz, böylesi bir ruha bile o an sahip olmanız herşeyi garantilediniz anlamına gelmemektedir, bu düşünceyle Tanrının koyduğu yasalara artık gerek yok, nasılsa Kutsal ruhum var inancıyla size verilen kutsal ruhu tekrar şekillendirmeye başlar veya terketmesine neden olur, tekrar başa dönersiniz. Mantığınızı kullanmak ve mantığınızla içinizdeki ruhu şekillendirmek zorundasınız, mantığınızı kenara koyduğunuzda size sunulan gerçek yaşamıda kenara koydunuz demektir. İkisi arasındaki önemi kavrayıp ona göre hareket edin.


Sözler Ruh ise, o sözü ruhlaştıranda mantığınızdır, unutmayın, yani Kitabı Mukaddes mantığıda sizi mantığınızı kullanmaya zorlamaktadır.

 

 

 


İsa'nın önemi?


Kesin olan gerçek Kitabı Mukaddes bize eksik sunulmaktadır, en basit örneğiyle şu alıntıyı kontrol etmenizi tavsiye ederim,

Mat 2:23 Oraya varınca Nasıra denen kente yerleşti. Bu, peygamberler aracılığıyla bildirilen, "O'na Nasıralı denecektir" sözü yerine gelsin diye oldu. Joh 4:25 Kadın İsa'ya, "Mesih denilen meshedilmiş* Olan'ın geleceğini biliyorum" dedi, "O gelince bize her şeyi bildirecek."

bu alıntıya göre ortada olan gerçek, İsa'dan önce Mesih'in geleceği üzerinede verilen bildiriler olmuştur, ve bu bildirilerden o dönem haberdar olanlar O'nun geleceğinide bilmektedirler, hatta yazıldığına göre ''O'na Nasıralı denecektir'' diye söylenmiş bir söz olmasıda gerekmektedir.  

Ayrıca "O'na Nasıralı denecektir" sözünden vazgeçtik, nasıra diye bir yer adı bile geçmez. Ve pek tabide İsa hakkında belirtilen bildiriler diye önümüze konan araştırdığımız ve O'nla alakası olmayan cımbızla seçme alıntılarla bizleri oyalamaktadırlar. Bizce saklanan "O'na Nasıralı denecektir" sözünün nerelere kaybolduğu ile bu saklamaya çalıştıkları gerçekleri bizlere göstermeye başlamaları gerekir. 


Bizce Mesih kelimesindeki anlam üzerinde bile oynanmıştır, İsa bir dönemi kapayıp yeni bir dönem açmış bir peygamberdir, bizce Mesih'in içindeki anlamlardan biri bu olmalıdır diğeri ise O'nun Kitabı Mukaddes mantığına göre ''Lütuf'' olduğudur, nedir bu lütuf,

Joh 1:17 Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih* aracılığıyla geldi.

lütuf: bu insanlara ruhlarını eğitmeleri için verilen yasa işe yaramamış, bir türlü ruhlarını istenilen seviyeye çıkaramamış bu insanlara, sahip olmaları gereken kutsal ruhun İsa tarafından öylesine armağan gibi dağıtılmasıdır. Böylesi kutsama hakkı hiçbir peygambere verilmemiştir. İsa'nın kendisine iman edenlere böylesine Kutsal Ruh dağıtmasını, iman edilmeyle gelecek olan sorumlulukları gözardı edip, kelimenin içi boşaltılıp '' inandım de yeterlidir'' e düşürülmüş yasalar kenara itilmiştir. İsa'ya iman etmenin gerekli yasalara sahip çıkmak olduğu tekrar keşfedilmeli, İsa'nın,

Mat 5:18 Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.

bir harfine ve noktasına bile önem verdiği yasaların ortaya konması gerekmektedir. Bu noktada bizlerden saklanan tüm yazmalarında ortaya çıkarılması, İsa'yı anlamamız bakımından faydalı olacaktır inancındayım. İsa'nın '' Kutsal Yasa'dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak.'' diye belirttiği eski ahittten günümüzde bırakın noktayı harfi, birçok kilise tarafından insanlara verilmediğini bile görmekteyiz, kısaca birçok kilise kitaplarından eski ahiti tamamen çıkarmışlardır.


Tanrı sabrını taşıran İsrailoğullarına İsa gibi son birşans vermiş onların ruhlarını Kutsal ruhla haketmedikleri halde değiştirmiş ve yola gelmeleri gerektiğini içten ibadet etmelerini istemiştir. İsa'nın Mesih olarak önemi yeni bir çağ açmasıdır dedik, evet İsa bunu şu sözleriyle ortaya koymuştur.

Mat 21:43 "Bu nedenle size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek.

Bu ben İsrailoğullarına verilmiş son şansım demektir, artık bu egemenlik sizden alınıp bir başka ulusa verilecek demektedir, bu ulusun adresinide Musa vermiştir, bu İsrailoğullarına kardeş ulusların arasından olması gereken bir ulustur. Ve pek tabide bu egemenlik başka ulusa verilirken Tanrının kullanacağı yine bir peygamber olacaktır, İsa, işte O gelecek olanıda açıklamıştır. Fakat kelimelerin üzerine yeni anlam eklemeler, tüm bu resmi görmemizi engellemektedir. Şimdi ortada tüm bu deliller varken, birileri işte tüm bu deliller Hz.Muhammed'i işaret etmektedir derken, birilerinin buna hayır demelerini biran için kabul edip şu soruyu yöneltmek istiyorum, şayet İsa, İsrailoğullarına '' Tanrı'nın Egemenliği sizden alınacak ve bunun ürünlerini yetiştiren bir ulusa verilecek.'' demekteyse, bu ulus hangi ulustur, bu egemenliği bu ulusa taşıyacak peygamber hangi peygamberdir bunun açıklanması gerekmektedir. İsa'nın bu bildirileri yerine gelmeden ne hakla ikinci gelişini beklemektesiniz, İsa'nın ikinci gelişini beklemekle Musa ile başlayan İsa ile devam eden bu bildirilerin yerine gelmediği anlamını nasıl kabul edebilmektesiniz.

Hayır bu bildiriler yerine gelmiştir ve bu bildirilerde geçen Hz.Muhammed değil demekteyseniz, bu Tanrı ne zaman bu egemenliği İsrailoğullarından alıp kardeş bir ulusa, hangi peygamberiyle vermiştir bunu ortaya delilleriyle koymanızı beklemekteyiz.

 

hz muhammed
 



· Bakara(7) Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş;

gözlerine de bir perde inmiştir. Bunların hakkı pek büyük bir azaptır. 


· Bakara(6) Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da uyarmasan da onlarca aynıdır. İman etmezler.
· Bakara(145) Andolsun ki,

   sen,

        o kitap verilmiş olanlara her türlü delili de getirsen yine senin kıblene uymazlar;

            sen de onların kıblesine uymazsın.

                Bir kısmı diğer bir kısmının kıblesine de uymuyor.

                    Andolsun ki sana gelen bunca ilmin arkasından tutup onların arzularına uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka haksızlık yapanlardan olursun. 


· Enam(125) Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. 


· Casiye(23) Tanrısını hevesi edinen ve Allah'ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir baksana! Artık onu Allah'tan sonra kim yola getirebilir. Hala düşünmez misiniz?

 

Dip Notlar
-------------------------------
Yapılan alıntı örneklerinde kullanılan İngilizce çeviriler, KJV'a, Türkçe çeviriler (Courtesy of British & Foreign Bible Society) aittir. İngilizce kelimelerin Türkçe karşılıkları www.seslisozluk.com sitesinden alınmıştır.

Kuranı Kerim çevirileri E.Hamdi Yazır'a aittir.


· (Hos 4:12) Halkım tahta puta danışıyor, Değneğinden yanıt alıyor. Çünkü zina ruhu onları saptırdı, Kendi Tanrıları'ndan ayrılarak zina ettiler.
· (Hos 5:4) Yaptıkları işler Tanrıları'na dönmeye izin vermiyor, Çünkü zina ruhu var içlerinde, RAB'bi tanımıyorlar.
· (2Ch 18:21) "Ruh, 'Aldatıcı ruh olarak gidip Ahav'ın bütün peygamberlerine yalan söyleteceğim diye karşılık verdi. "RAB, 'Onu kandırmayı başaracaksın dedi, 'Git, dediğini yap.
· (2Ch 18:22) "İşte RAB bu peygamberlerinin ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi."
· (1Ki 22:23) "İşte RAB bütün bu peygamberlerin ağzına aldatıcı bir ruh koydu. Çünkü sana kötülük etmeye karar verdi."
· (Psa 51:17) Senin kabul ettiğin kurban alçakgönüllü bir ruhtur, Alçakgönüllü ve pişman bir yüreği hor görmezsin, ey Tanrı.
· (Deu 34:9) Nun oğlu Yeşu bilgelik ruhuyla doluydu. Çünkü Musa ellerini üzerine koymuştu. İsrailliler onu dinliyor ve RAB'bin Musa'ya verdiği buyruklar uyarınca davranıyorlardı.
· (Isa 11:2) RAB'bin Ruhu, bilgelik ve anlayış ruhu, Öğüt ve güç ruhu, bilgi ve RAB korkusu ruhu Onun üzerinde olacak.
· (2Ch 30:12) Birlik ruhu vermek için Tanrı'nın eli Yahuda'nın üzerindeydi. Öyle ki, Tanrı kral ve önderlerin RAB'bin sözü uyarınca verdikleri buyruğa halkın uymasını sağladı.
· (Psa 51:12) Geri ver bana sağladığın kurtuluş sevincini, Bana destek ol, istekli bir ruh ver.
· (Psa 143:10) Bana istemini yapmayı öğret, Çünkü Tanrım'sın benim. Senin iyi Ruhun Düz yolda bana öncülük etsin!
· (1Sa 16:15) Hizmetkârları Saul'a, "Bak, Tanrı'nın gönderdiği kötü bir ruh sana sıkıntı çektiriyor" dediler,
· (1Sa 16:16) "Efendimiz, biz hizmetkârlarına buyruk ver, iyi lir çalan birini bulalım. Öyle ki, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh üzerine gelince, o lir çalar, sen de rahatlarsın."
· (1Sa 16:23) O günden sonra, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh ne zaman Saul'un üzerine gelse, Davut liri alıp çalar, Saul rahatlayıp kendine gelirdi. Kötü ruh da ondan uzaklaşırdı.
· (1Sa 18:10) Ertesi gün Tanrı'nın gönderdiği kötü bir ruh Saul'un üzerine güçlü bir biçimde indi. Saul evinde sayıklamaya başladı. Davut her zamanki gibi yine lir çalıyordu. Saul'un elinde bir mızrak vardı.
· (1Sa 19:9) Bir gün Saul, mızrağı elinde evinde oturuyor, Davut da lir çalıyordu. Derken RAB'bin gönderdiği kötü bir ruh Saul'u yakaladı.
· (1Sa 16:14) Bu sıralarda RAB'bin Ruhu Saul'dan ayrılmıştı. RAB'bin gönderdiği kötü bir ruh ona sıkıntı çektiriyordu.
· (Psa 51:10) Ey Tanrı, temiz bir yürek yarat, Yeniden kararlı bir ruh var et içimde.
· (Pro 16:18) Gururun ardından yıkım, Kibirli ruhun ardından da düşüş gelir.
· (Zec 12:10) "Davut soyuyla Yeruşalim'de oturanların üzerine lütuf ve yakarış ruhunu dökeceğim. Bana, yani deştiklerine bakacaklar; biricik oğlu için yas tutan biri gibi yas tutacak, ilk oğlu için acı çeken biri gibi acı çekecekler.
· (Dan 5:12) Kralın Belteşassar diye çağırdığı Daniel olağanüstü bir ruha, bilgiye, sağduyuya sahiptir. Üstelik düşleri yorumlama, bilmeceleri çözme, gizemleri açıklama yeteneği de vardır. Daniel'i çağırt, yazının ne anlama geldiğini o sana söyleyecektir."
----------------------------

· Isa 63:10 Ama başkaldırıp O'nun Kutsal Ruhu'nu incittiler. O da düşmanları olup onlara karşı savaştı. 
· (Isa 63:11) Sonra halkı eski günleri, Musa'nın dönemini anımsadı. "Çobanlarıyla birlikte onları denizden geçiren, Kutsal Ruhu'nu aralarına yerleştiren, Görkemli gücüyle Musa'nın sağında yol alan, Sonsuz onur kazanmak için önlerinde suları yaran, Bir at nasıl tökezlemeden kırdan geçerse Onları deniz yatağından öyle geçiren RAB nerede?" Diye sordular.
· Psa 51:11 Beni huzurundan atma, Kutsal Ruhun'u benden alma. 

-------------------------------------

'ach {awkh}Authorized Version (KJV) Translation Count ' Total: 629
brethren332, brother269, another23, brotherly1, kindred1, like1, another1, other1; 629

brethren332, 
1. kardeşler; kardeş, ihvan.
2. kardeşler. din kardeşleri.
3. erkek kardeşler. vasiyetnamede kız kardeşleri de kapsayabilir.

brother269, 
1. birlik, brotherhood kardeşlik, beraberlik, aynı cemiyette üye; bacanak, brotherly erkek kardeşe özgü, brotherliness kardeşçe oluş, ağabeyce; brotherin i enişte, bir kuruluş veya kuruma üye olanlar; birader, erkek kardeş; kayınbirader.
2. erkek kardeş. aynı grubun erkek üyesi. kardeş. din kardeşi.
3. erkek kardeş. birader.

another23, 
1. bir tane daha, diğer, ayrı, başka, bambaşka, öbür, öbür, ayrı, bir daha, başka, farklı.
2. başka. diğeri. öbürü. bir başkası. başkası. başka birisi.
3. bir başkası. başka bir tane. başka.
4. baska. bir baskasi. baskasi. baska birisi. digeri. öbürü.

brotherly1,
1. kardeşe özgü, kardeşçe.
2. kardeşçe.

kindred1, 
1. akrabalık; i, akraba; soy; yakın, yakın/yakınlık, birbirine benzer, aynı soy veya tabiattan; akraba olan.
2. akrabalık. soy. akraba. aile. birbirine benzer. aynı türden. kafa dengi.
3. akrabalık.

like1, 
1. hazzetmek, sevmek, likes and dislikes sevdiği ve beğenmediği şeyler, hoşlanmak; benzeri, hoşlanmak, beğenmek, bağ, dilemek, gibi, gibi, gibi, benzer, sevmek, özelliği, istemek; benzer, gibi, sonek -ımsı; workmanlike, lifelike.
2. beğenmek. sevmek. hoşlanmak. istemek. dilemek. benzer. ilg. gibi. -in özelliği. benzeri. bağ. gibi. -miş gibi.
3. gibi. benzer. sevmek. beğenmek. hoşlanmak. hazzetmek. küfüv. misil. örnek. misli.
4. begenmek. sevmek. hoslanmak. istemek. dilemek. benzer. gibi. -in özelligi. benzeri. -mis gibi.

another1, 
1. bir tane daha, diğer, ayrı, başka, bambaşka, öbür, öbür, ayrı, bir daha, başka, farklı.
2. başka. diğeri. öbürü. bir başkası. başkası. başka birisi.
3. bir başkası. başka bir tane. başka.
4. baska. bir baskasi. baskasi. baska birisi. digeri. öbürü.

other1; 629
1. baska türlü, başka suretle; gayri, sair, , s, diğer, z, başka; başka birisi, başkası, başka kimse; every other day gün aşırı, the other day geçen gün, diğer, some day or other günün birinde, diğer, bir gün, diğeri.
2. başka. öbür. öteki. sonraki. geçen. başka türlü. başka biçimde. bundan başka. başkası. diğer. diğeri. öbürü.
3. diğer. başka. öte.

----------------------
Joh 16:7 Size gerçeği söylüyorum, benim gidişim sizin yararınızadır. Gitmezsem, Yardımcı* size gelmez. Ama gidersem, O'nu size gönderirim. 
Joh 15:26 "Baba'dan size göndereceğim Yardımcı*, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. 
Joh 14:26 Ama Baba'nın benim adımla göndereceği Yardımcı, Kutsal Ruh, size her şeyi öğretecek, bütün söylediklerimi size hatırlatacak. 
Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 
1Jo 2:1 Yavrularım, bunları size günah işlemeyesiniz diye yazıyorum. Ama içimizden biri günah işlerse, adil olan İsa Mesih bizi Baba'nın önünde savunur. 
------------------------------
aion {ahee-ohn'}Authorized Version (KJV) Translation Count ' Total: 128
ever71, world38, never+ 3364 + 1519 + 3588 6, evermore4, age2,eternal2,misc5; 128

ever71, 
1. hiç bir zaman, asla; ebedi, daima, her zaman, durmadan; ever living ölmez, artık, herhangi bir zamanda, ever changing daima değişen, hep, ever burning hiç sönmeyen, ever after ondan sonra, everand anon arada sırada, ebedi ever more, daima yanan.
2. herhangi bir zamanda. hiç. hayatında. şu ana kadar. şimdiye kadar. hep.
3. hep. artık.
4. herhangi bir zamanda. hiç. hayatinda. su ana kadar. simdiye kadar. hep.

world38, 
1. arz, yer, yeryüzü; alem, dünya, cihan; kainat, evren; ölümlü dünya; World Series şampiyonluk karşılaşmaları, World Court Milletlerarası Mahkeme, world spirit alemin ruhu, world soul, hayat; dünya nimetleri; insanlar; hayat, ömür; toplum.
2. dünya. yeryüzü. alem. diyar.
3. dünya. âlem. evren. kâinat. arz. yer. yeryüzü. insanlar. ömür. hayat. dünya nimetleri. toplum. cihan. alem.

never+ 3364 + 1519 + 3588 6, 
1. Never mind, ZararıBoş, hiç, katiyen, hiç bir zaman, asla, asla.
2. asla. hiç. hiçbir zaman.
3. hiç. hiçbir zaman. katiyen. asla. sen sen ol.

evermore4, 
1. for evermore ebediyen, ebediyen, daima, ilelebet, daima.
2. her zaman. sonsuza kadar. ebediyen.
3. sonsuza dek. ebediyen. her zaman. daima.

age2, 
1. yaş, senelerce, chronological age kronolojik yaş, for ages, devir, dark ages karanlık devirler, of age reşit, devre, rüştünü ispat etmiş, mental age zekâ yaşı, under age reşit olmamı, for an age uzun bir zaman, çağ, çoktan beri; yaşlılık, rüşt, çağ, eskit.
2. yaş. yaşlılık. rüşt. çağ. çok uzun zaman. asır. yaşlanmak. ihtiyarlamak. eskimek. ihtiyarlatmak. eskitmek. (şarap.vb.) yıllanmak. yıllandırmak.
3. yaş. çağ. devir. devre. yaşlanmak. kocamak. ihtiyarlatmak. olgunlaşmak. tam kıvamına varmış bir lezzete sahip olmak. gün. asır.

eternal2, 
1. Tanrı, Allah, eternally ebediyen, sonsuz, daima, ebedi varlık, the Eternal City Roma the eternal triangle evli bir çift ile bunlardan birinin sevgilisi; daimi, baki, ölümsüz; başı ve sonu olmayan, ebedi ve ezeli.
2. sonsuz. hiç bitmeyen. öncesiz sonrasız. ebedi.
3. ezeli ve ebedi. sonsuz. sık sık vuku bulan. ölmez. öncesiz.

misc5,
1. kıs, miscellany, miscellaneous.
2. diğer. çeşitli.
------------------------------------
aionios {ahee-o'-nee-os}Authorized Version (KJV) Translation Count ' Total: 71
eternal42, everlasting25, the world began+ 5550 2, since the world began+ 5550 1, for ever1; 71

eternal42, 
1. Tanrı, Allah, eternally ebediyen, sonsuz, daima, ebedi varlık, the Eternal City Roma the eternal triangle evli bir çift ile bunlardan birinin sevgilisi; daimi, baki, ölümsüz; başı ve sonu olmayan, ebedi ve ezeli.
2. sonsuz. hiç bitmeyen. öncesiz sonrasız. ebedi.
3. ezeli ve ebedi. sonsuz. sık sık vuku bulan. ölmez. öncesiz.

everlasting25, 
1. sonsuzluk, kuruyunca şekli verengi bozulmayan i ebediyet; bot kuruduğu zaman rengini ve şeklini koruyan bir çeşit çiçek; sıkıcı, fazla uzun süren; devamlı, sürekli; ölümsüz, daimi, sonsuz, ebedi; birçeşit da; dayanıklı.
2. ölümsüz. sonsuz. daima. ebedi. hiç bitmeyen. ardı arkası kesilmeyen. sonu gelmeyen. sürekli.
3. sonsuz. ölümsüz. dayanıklı. sağlam. sürekli. bitmek bilmeyen. usandırıcı.
-----------------------------
Joh 14:16 Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı*, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. Dünya O'nu kabul edemez. Çünkü O'nu ne görür, ne de tanır. Siz O'nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. 
Joh 14:17 (SEE 14:16) 
Joh 16:13 Ne var ki O, yani Gerçeğin Ruhu gelince, sizi tüm gerçeğe yöneltecek. Çünkü kendiliğinden konuşmayacak, yalnız duyduklarını söyleyecek ve gelecekte olacakları size bildirecek. 
1Jo 4:6 Bizse Tanrı'danız; Tanrı'yı tanıyan bizi dinler, Tanrı'dan olmayan dinlemez. Gerçeğin Ruhu'yla yalan ruhunu böyle ayırt ederiz. 
--------------------------------
receive133, 
1. kaldırmak, taşımak; almak; haber almak; uğramak, receiving line teşrifatçılar, maruz kalmak, kabul et/al; kavramak, anlamak; kabul etmek.
2. almak. teslim almak. kabul etmek. çekmek (yayın). parasını almak. karşılamak (haber vb.). uğramak. kaldırmak. başına gelmek. ağırlamak. ev sahipliği yapmak. aşai rabbani ayininde ekmek ve şarap almak. -e uğramak. maruz kalmak. evine almak. konuk kabul etm.
3. almak. kabul etmek. haber almak. anlamak. kavramak. taşımak. kaldırmak. uğramak. maruz kalmak.

take106, 
1. kapmak; almak; faydalanmak; kiralamak; götürmek; gasp etmek, yakalamak; karşılamak; olmak; satın almak; tuzağa düşürmek; kavramak, anlamak; çıkarmak; kazanmak; yapmak; saymak, farz etmek; seçmek; abone olmak; uğramak; ile gitm; almak, tahammül etmek, götü.
2. tutma. tutuş. tutulan balık miktarı. avalanan hayvan miktarı. alıntı. hasat. pay. tepki. reaksiyon. kabul etme (vücut). alınan taş. almak. götürmek. tahammül etmek. tutmak. icap etmek. ele geçirmek. elde etmek. yakalamak. çıkarmak. karşılamak. atlatm. kir.
3. alma. alış. tutma. tutuş. (sinema) çekim. bir seferlik av miktarı. (US) hâsılat. (çalınan) parti. (Br) kiralanmış arazi. (aşı) tutma. kavrama. yasadışı yoldan sağlanan kâr. almak. götürmek. kapmak. yakalamak. gas petmek. tuzağa düşürmek. satın almak. kira.

have3, 
1. sahip olmak, you, she, simdiki zaman 1, we, it has geçmi zaman had malik olmak, they have he; kural dışı çekimleri; almak; tutmak; hâkim olmak, elinde tutmak; fi; olmak; saymak.
2. varlıklı kimse. üçkâğıt. hile. kumpas. sahip olmak. olmak. elde etmek. almak. yapmak. etmek. kabul etmek. göz yummak. aldatmak. dolandırmak. zorunda olmak. bulunmak. (yardımcı fiil). (have got). -si olmak. yemek. içmek. izin vermek. doğurmak. davet etmek.
3. malik olmak. sahip olmak. saymak. tutmak. almak. elinde tutmak. hâkim olmak. fikir taşımak. elde etmek. ele geçirmek. ettirmek. aldatmak. cinsel ilişkide bulunmak.
4. sahip olmak. -si olmak. almak. yapmak. yemek. içmek. izin vermek. dogurmak. davet etmek. çagirmak. (rüya) görmek. geçirmek. karsilasmak.

catch3, 
1. nefesini tutmak; takılmak cezbetmek, göz almak, çekmek; tutuşm, ateş almak; tutmak, ele geçirmek, yakalamak; inmek, vurmak; yakalanmak; basmak, yetişmek suçustü yakalamak; teşhir etmek, büyülemek; yakalama, çekmek, bityeniği, enselemek, topluca söylenen ş.
2. aldatmaca. yakalama. tutma. av. voli. kâr. kilit dili. kanca. hile. bityeniği. tuzak. topluca söylenen şarkı. yakalamak. tutmak. yetişmek. basmak. baskın yapmak. kapmak. gafil avlamak. edinmek (alışkanlık). cezbetmek. çekmek. enselemek. anlamak. kavr. avl.
3. tutma. yakalama. kilit dili. parça. bölüm. yakalanan şey. av. avlanan miktar. bit yeniği. hile. dümen. yakalamak. tutmak. ele geçirmek. yetişmek. suçüstü yakalamak. cürmümeşhut yapmak. basmak. vurmak. inmek. nefesini tutmak. çekmek. göze almak. büyülemek.

not tr 1, 
misc17,
1. kıs, miscellany, miscellaneous.
2. diğer. çeşitli.
----------------------------- 

· Mat 21:11 Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra Kenti'nden Peygamber İsa'dır" diyordu. 
· Joh 1:45 Filipus, Natanel'i bularak ona, "Musa'nın Kutsal Yasa'da hakkında yazdığı, peygamberlerin de sözünü ettiği kişiyi, Yusuf oğlu Nasıralı İsa'yı bulduk" dedi. 
· Joh 6:14 Halk, İsa'nın yaptığı mucizeyi görünce, "Gerçekten dünyaya gelecek olan peygamber budur" dedi. 
· Joh 12:49 Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba'nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu. 
· Joh 12:50 O'nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için ne söylüyorsam, Baba'nın bana söylediği gibi söylüyorum." 
· Act 3:19 Öyleyse, günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenen Mesih'i, yani İsa'yı göndersin. 
Act 3:20 (SEE 3:19) 
· Act 3:21 Tanrı'nın eski çağlardan beri kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, her şeyin yeniden düzenleneceği zamana dek İsa'nın gökte kalması gerekiyor. 
· Act 3:23 O peygamberi dinlemeyen herkes Tanrı'nın halkından koparılıp yok edilecektir.'

Related Articles

Yorum yapma yetkiniz yok.

Site Kullanım kuralları

Bu sitede yapılan yorumlar için aşağıdaki kurallar geçerlidir.
   1-Sitedeki yorumlar, kullanıcıların kendi kişisel görüşleridir ve doğruluğu garanti edilmez.,
   2-Yapılan yorumlar, onaylandıktan sonra yayınlanır, onaylanması biraz zaman alabilir. Yapılan yorumlar niteliksiz veya anlamsızsa yayınlanmayabilir. Yayınlanmış yorumlar gerekli görüldüğünde silinebilir.
   3-Yorum kısmında soru sormadan önce, diğer kullanıcıların sordukları sorulara cevap vererek yorum yapmak, tüm kullanıcılar açısından daha faydalı olacaktır. Çözülen bir problem, bir tecrübe yorum kısmında paylaşıldığında, diğer kullanıcılar açısından faydalı olacaktır.
   4-Yorum kısımında kişisel bilgilerin yayınlanması yasaktır. İsim, telefon numarası, adres, reklam içeren yorumlar onaylanmaz ve yayınlanmaz.
   5-Yorumlarda sorulan sorulara, site yönetimi tarafından cevap verilme zorunluluğu yoktur.
   6-Yorum bölümüne sorulan sorulara herkes cevap yazabilir, cevapların doğruluğu garanti edilemez.
   7-Yorum olarak yayınlanmış yazıların tüm hakları, site yönetimine aittir, yorum yapan kişi bunu baştan kabul etmiş sayılır.
   8-Sitedeki tüm içerikler ve yorumlar, kesin doğrular değildir. Kullanıcıların, bu yayınlarla ilgili faaliyetleri, kendi sorumluluklarındadır. Her türlü oluşabilecek olumsuz durumdan, kişilerin kendisi sorumludur. Bu konuda bu sitenin bir taahhüdü ve sorumluluğu yoktur.
   9-Yorum kısmı kullanılırken, google+ hesabıyla, özel isim girerek veya anonim (unknown) olarak yorum yapılabilir.